Şeytanı Uyandırma (Let the Devil Sleep) – John Verdon

Yükseliş grafiği son hızıyla devam ediyor. Ne demek mi istiyorum? Tabi ki John Verdon’ın yazma kariyerini anlık olarak takip ederken geldiğimiz üçüncü durak; Şeytanı Uyandırma’yı ilk iki kitabıyla karşılaştırıyorum.

Hakkındaki tüm yazılara göz attım da, iki alıntımı sizinle paylaşarak bu girişi desteklemezsem olmaz:

Hala okunur mu sorusuna “evet okunur” cevabım var ama daha iyisi olabilecekken aceleye getirilmiş bir çalışma misali, hayal kırıklığımı da gizleyemeyeceğim. (Aklından Bir Sayı Tut)

Bir Harlan Coben tadı olur mu emin değilim ama polisiyede John Verdon, Gurney serisiyle emin adımlarla ilerliyor. Her şeyi geçtim, içimdeki serinin üçüncü kitabı Let The Devil Sleep’i bekleme arzusu bunun en büyük kanıtı. (Gözlerini Sımsıkı Kapat)

Görüyorsunuz ya, genel çerçeveyi kötü bağladı diye ilk kitapta üzüldüğüm, ikincisinde “bu iş olacak” hissini sonuna kadar yaşadığım ve merakla Let The Devil Sleep’i beklediğim an geldi. Ve nasıl geldiği hakkında da sanırım kopyamı çoktan verdim 🙂

image

Süper dedektifimiz Dave Gurney bu defa eski bir dostunun kızı Kim Corazon’ın araştırdığı ve yıllar önce gerçekleşen Good Shepherd davasına yardımcı oluyor.

Lüks Mercedes’lerinde on yıl önce öldürülen kurbanlar ve Good Shepherd olarak anılan katilin yayınladığı zenginlik karşıtı manifesto polislere cinayetler için güzel bir sebep vermiştir. Davaları kurbanların aileleri üzerinden hazırladığı ve televizyonda yayınlanma seviyesine kadar ulaşan belgesel dosyasıyla inceleyen Kim’in ise, şeytanı yattığı yerden uyandırmak için gerekli katalizör görevini fazlasıyla yerine getirdiğini öğrenmesi uzun sürmeyecektir.

Bununla beraber Dave Gurney için olay, tabi ki polis ve fedaral büronun başarısızlık ve yanlış yaklaşımlarının büyük bir örneği. Bu nedenle, Kim’in belgeseli anlamında olmasa bile kendi dedektiflik içgüdülerini tatmin edebilmesi için adeta yerinde duramayacağı bir başka fırsat. Eşi Madeleine’la paylaştığı sıcak, rahat ve huzurlu aile ortamını riske atacak kadar hemde.

Olay örgüsü ve karakterlerin kullanımını şahsen üçüncü Dave Gurney kitabı olan Şeytanı Uyandırma’da hayli beğendim. John Verdon’ın potansiyelini ikinci kitapta baya baya görmüştük ama artık bunu gerçek anlamda kullanmaya başladığını yaşamak ayrı bir tat veriyor.

535 sayfayı cidden sıkılmadan okudum. Tek başına da anlaşılamayacak bir kitap değil ama bu noktaya nerelerden geldiğimizi görmeniz açısından Şeytanı Uyandırma’dan önce, Dave Gurney kronolojisini izlemenizde fayda var.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir