MW: Star Wars Episode III: Revenge of the Sith (2005)

Herkese merhaba… Büyük Star Wars maratonumuz Monday Wars’ta bu hafta, Prequel trilogy’nin son halkası Episode III: Revenge of the Sith ile karşınızdayız. Günümüz dünyasına daha yakın çekilip Star Wars evreninin ilkleri ironisini yaşamak bambaşka bir duyguydu ve bundan sonra orijinal seriye geçeceğimizi bile bile bir hüzün yaratmadı değil.

– Spoiler –

Star Wars ilk üç film itibariyle içinde güzel aldatmacaları barındıran bir film. The Phantom Menace’ta Padme’nin kimliğini gizlemesiyle gözümüze ilk çarpan bu aldatmacaların devamı (ve hatta daha da iyisi) Revenge of the Sith’te başkan Palpatine’de yaşandı. Griveous tarafından kaçırıldığı iddia edilen Palpatine, bu kaçırılmadan pek de etkilenmişe benzemeden henüz filmin başında Jedi’lar Obi-Wan Kenobi ve Anakin Skywalker tarafından kurtarılır. Başta şüpheler yaratmaya başlayan ve sonradan sonraya bir planın işleyişi olduğu ortaya çıkan Anakin’in, Palpatine’ı kurtarırken öldürdüğü Sith’ler için çalışan Kont Dooku’nun yeri, artık bir başkasına bırakılacaktır… Ama kim tarafından?

Burada büyük siyasi çekişmeler başlıyor. Jedi’ların savunduklarını uygulamaya kalktıklarında hafiften senatonun karşısında görülmeye başlamaları, ilk olarak Palpatine’ı rahatsız ediyor. Üstelik daha yeni Jedi’lar tarafından kurtarılmışken(!). Palpatine’a yakınlığı veya Jedi’lara uzaklığı; hangisi için derseniz diyin, bu senato-Jedi çekişmesi en çok Anakin’i arada bırakıyor ve çekişmenin bir sonraki aşamaya geçtiği ilk an Anakin, içinin gittiği yere, Palpatine’ın tarafına geçiyor. “Kim tarafından” kısmına gelirsek, buradaki sürpriz de, Jedi’ların her yerde aradığı Darth Sidious’ın, Palpatine’dan başkası çıkmaması. Gerçeği öğrenen Anakin’de birleşen Darth Sidious’ın vaat ettiği “güç” ve rüyalarındaki en büyük olay Padme’yi kurtarma korkusu gücün diğer tarafına, dark side’a geçmesinde bir engel bırakmıyor ve Anakin, bu noktadan sonra, Sidious’ın verdiği yeni isim Darth Vader olarak anılmaya başlıyor.

Senatoda Palpatine sıfatıyla İmparatorluğu ilan eden Darth Sidious, Anakin’in de katılımıyla Jedi’lara karşı büyük bir mücadeleye girişir ve küçük padawanlarla beraber Yoda ve Obi-Wan Kenobi hariç tüm Jedi’lar öldürülür.

Sonlara doğru Obi-Wan Kenobi – Anakin (Darth Vader) ve Darth Sidious – Yoda bireysel mücadeleleri eski padawan’ı Anakin’e karşı Obi-Wan’ın galibiyeti dışında pek bir şey getirmez ve Jedi’lar kaybettikleri klonların kontrolü dahil büyük yıkıma uğrarlar.

Anakin (Darth Vader), Padme’yi kendisinin öldürmüş olduğu düşüncesi ve Obi-Wan’a karşı kaybettiği mücadeleyle lavlara düşerek birçok uzvunu kaybeder. Onu bulan Darth Sidious’un yürüttüğü operasyonla artık Star Wars’ı izlemeyenlerin bile çok aşina olduğu o siyah robotik kostümlü görüntüsüne bürünür.

O sıralar Yoda ve Obi-Wan Kenobi’nin kurtardığı Padme ise, Anakin’le olan ikizleri Luke ve Leia’nın doğumunun ardından ölür. Luke, Anakin’in Tatooine’deki üvey kardeşine, Leia ise Yada ve Obi-Wan’ın yanında yer alan senatör Organa’ya evlatlık olarak verilir.

Filmin sonu ise son iki sürpriz; Qui-Gon Jinn’in Obi-Wan’la iletişim kurabileceğini açıklayan Yoda ve karanlık tarafta yapımına başlanan Death Star’ın görüntüsüyle sona erer.

– Spoiler –

Aslında daha katkılı hatta (belki) prequel trilogy temalı bir yazı olabileceğini de dillendirmiştik ama Tolga’nın bile bu yazıya katkısının olmayacağını ne yalan söyleyeyim hiç düşünmemiştim 🙂 O yüzden yorum ve koskoca filmde takılınılacak olmadık yerler görevi de üzerime kaldı. Gücün tarafında yaşanan değişimler ve bahsettiğim sürprizlerle bana kalırsa Sith’in intikamı en sürükleyici prequel trilogy bölümüydü.

Negatif olarak gözüme takılan tek şey, Obi-Wan Kenobi’nin filmde biraz aciz gösterilmesi, gösterilmekle de kalmayıp bunun kendi ağzından Anakin’e karşı itirafı oldu. Anakin seçilmiş kişi, çok yetenekli veya her şey olabilir ama hocasının kendi öğrencisi önünde neredeyse eğilecek duruma getirilmesine ne kadar gerek vardı? Ayrıca, öyle olduğu kabul görse bile filmin sonunda Anakin’i alt etmesi bunla çelişirdi. Hırslarıyla kör olmuş bir karakter benim bakış açımla Obi-Wan Kenobi karşısında asla tercih edilemez ve başarılı olamaz. Her ne kadar George Lucas’a göre farklı işlense de -en azından Revenge of the Sith için- sonunun benim düşündüğüm gibi olması kullanılabilecek son şanstı, kullanıldı 🙂

Şimdiii ne zor gelecek biliyor musunuz? 2000’lerin yapımlarından 70-80’lerinkine geçmek. Evet hikaye devam edecek ama bir ters-düz olacağız başaşağı gittiğimiz Star Wars evreninde.

Önümüzdeki hafta Tolga’nın halihazırda yazmayarak çıktığının aksine, gerçek anlamda bir yaz tatiline gidiyoruz. Bu sebeple Star Wars Episode IV: A New Hope etkinliğimiz ondan sonraki hafta, takvime bakarsak Monday Wars’ın adına yakışmayan çarşambalarından sıradaki olan 17 Temmuz’da yayınlanacak. Yaklaşık on beş gün sonra yeniden buluşmak dileğiyle.

Güç sizinle olsun! 🙂

Nesli.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir