#NowWatching 812

Birkaç film birikti izlenmiş, birkaç beklenti birikti yazılmamış. Ocak’tan beri ara verilen Twitter’dan fırlama #NowWatching serisine devam..

Midnight in Paris (2011)
Yönetmen: Woody Allen
Abartılmış bir film, çok net. Müstakbel kayınpederinin iş ziyarti için Paris’e gelen yazar Gil’in, kendisini Ernest Hemingway, Pablo Picasso geçmişine götüren hayal/gerçek karışımı bir hikayesi. Inez’le olan ve baştan beri geliyorum diyen sorunlu ilişkisinin yansıması arayışlar, bolca hayal ve puf.
Scrtlg #NowWatching puanı: 5/10. (Kız filmi.)

The Boy in the Striped Pyjamas (2008)
Yönetmen: Mark Herman
İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler ve Yahudiler arasındaki vahşeti konu alan John Boyne kitabının uyarlaması. Sekiz yaşında babasının işi (askerlik) gereği arkadaşsız kalan Alman çocuğu Bruno’nun, aynı yaşta ve toplama kampındaki Schultz’ı… Imm keşfetmesi üzerine kurulu bir hikaye. Belki birçok çocuk gibi en büyük kahramanı babasının ve arkadaşlarının marifetini ilk elden dinleme/görme fırsatının Bruno ve ailesi açısından hazin bir kaçınılmaza sürüklenişi. Güzel film, güzel tavsiye. Teşekkür ediyorum okuyorsa..
Scrtlg #NowWatching puanı: 8/10. (Gerçekten kaçamazsın.)

Get the Gringo (2012)
Yönetmen: Adrian Grunberg
Baştan sona, yazma işine kadar Mel Gibson imzalı bir film. Gringo; yani Amrikalı/yabancı bir suçlunun Meksika’ya kaçışı ve iğrenç bir şehirimsi hapishanede yaşadığı bir takım olaylar.. İçi fazla boş ve isme odaklı bir yapım. Başlangıca rağmen fazla aksiyonla desteklenmemiş bir yapı ve spoiler’a gireceğini sanmadığım bir holding sahnesi dışında aklımda ne kaldığını bile zor hatırladığım kadar karanlık.
Scrtlg #NowWatching puanı: 6/10. (Get the umbrella!)

Sherlock Holmes: A Game of Shadows (2011)
Yönetmen: Guy Ritchie
Diziyle yakalanan Sherlock rüzgarının kesilmesiyle sığınılan bir liman. Ezeli düşman Moriarty ile olan bir başka macerada Sherlock Holmes’e her zaman eşilk eden Dr. Watson’la geçmişten gelen ve beni pek sarmayan bir esinti. Meraklıları bayılmakta özgür ama diziyi sevip filmi sevmeme haklarım saklıdır.
Scrtlg #NowWatching puanı: 6/10. (Mola bitti, isim sürüyor..)

Batman Begins (2005), The Dark Knight (2008)
Yönetmen: Christopher Nolan
İkisini bir arada yazmamda sıkıntı yok di mi? Herkes The Dark Knight Rises çılgınlığına kapılmışken seriye şöyle bi başlayayım dedim. Batman Begis sıkıcı. Batmobile dışında ilgimi çeken pek bir şey olmadı. Hikaye bilindik falan.. The Dark Knight’ta ise bir Joker vardı ki sormayın.. Heath Ledger’ın harika performansı hayatını kaybetmesinin ardından kazandığı Oscar’ın nasıl da hakedildiğini gösteren nitelikteydi. “Yeni” Batman Christian Bale, Bruce Wayne rolü için iyi gitmiş lakin o kostümler içindekinin ne kadarında kendisi olduğuna değinmiyorum 🙂
Scrtlg #NowWatching puanı: 6/10, 7/10. (Rises’a ne zaman gidiyoruz? DVD/Bluray Aralık’ta imiş!)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir