“Son”y Erics”son”

Sony’nin hiç var olmadığı bir markete, Ericsson’ın -o an için düşük bile olsa- marka tecrübesi ve bilinirliğiyle girmek istemesi sonucu oluşmuştu bu ortaklık. Ericsson, Nokia ataklarına karşılık verememiş ve dibe gidiyordu. Sony ise yatırım yapacak yeni bir sektör arıyordu. Sene 2001’di. Ve birleştiler. Özünde ying yang’i baz alan yeni logo, yenilikçi dizaynlar, T serileri, Z serileri… Sony Ericsson’ın joystick anlayışı, ilk renkli ekran, Communicam olayı, T610 ve kardeşlerinden ilham alan yeni K serileri, kameralı modellerde bir devrim olan C serileri, Cybershot olayı ve en bilineni Walkman serileri. Tabii neredeyse yıllardır hiç değişmeyen -son modellerde flash ile de desteklenen- renkli ve cıvıl cıvıl kullanıcı arayüzü ve arada bir kaç tane olan symbian’lı özel, yer yer dokunmatik P serileri. Ha bir de hakikaten dandik şarj girişleri.

Hayatımıza bu ürünleri soktu bu şirket. Yalnız nedense, Nokia’ya göre daha şık, kibar ve Nokia’ya kullanılabilirlik olarak bayağı yakın olsalar da bu telefonlar istedikleri pazar payına bir türlü hakim olamadılar. Şirket kendisine bir ekol yarattı, burası gerçek. Kim Walkman serilerinin ses kalitesinden ya da Cybershot’ların kamera olanaklarından şikayet edebilir?

Fakat yetmedi. En son atılımlar da canlandıramadı bu ortaklığın gücünü. Bildiğimiz adlandırma stratejisinin dışına çıkan Sony Ericsson Aino gibi cihazlar da isteneni veremedi. Taa ki Xperia gelene kadar. Adını aynı Windows XP gibi experience kelimesinden alan ilk Sony Ericsson Xperia Z1 bir Windows Phone idi. Resistive dokunmatik, 65.000 renkli bir qwerty keyboard sahibi, Windows Mobile 6.1 Professional yüklü arkadaştı. Çok tuttu. Hatta bir mobil telefonda birden çok masaüstü deneyimi yaşatan ilk cihazlardan biriydi. Bu ortaklığın ilk Windows Phone’u olmasına rağmen bayağı beğenildi, bizim ülkeye hiç gelmedi resmi olarak, o ayrı.

O zamanın önemli mobil işletim sistemlerinden biriydi tabii Windows Mobile, onlar da Symbian yerine onu seçmişlerdi. 2008’de Symbian artık vasat bir işletim sistemi olarak sayılmaya başlamıştı. Üstün bir cihazda komplike bir işletim sistemi sunmak istemişlerdi. Şimdi ki Xperia’ların atası da aratmıyordu varislerini zaten. iPhone’dan sonra kızışan bu akıllı telefon piyasasında Android artık belirli bir güç haline geldiğinde Xperia serisini buna adapte etmeyi uygun gördüler ve bunu yaptılar. İlk Android’li Xperialar yine de tam umulduğu gibi heyecan yaratmadı, ama hamle doğruydu. Şimdi geldikleri noktada ciddi olarak iyi cihazlar yapıyorlar. Yer yer “eh işte” düzeyinde modellerle gelseler de, Xperia serisini canlı tutmayı ve rekabet edebilir düzeyde tutmayı başarıyorlar.

Ortaklıktan tam 10 sene sonra, 2011’de, Android de inanılmaz geliştiği için artık Sony, bunu kendi cihazlarıyla bir bütün olarak sunması gerektiğini gördü. Apple’ın kendi cihazları arasındaki muazzam bütünlüğü yakalamaya dair bir adım olduğu anlaşılabiliyor buradan. Zaten sinyalini önceki aylarda PlayStation phone ile vermişlerdi. Sony Ericsson’ın da yıllara yayılmış bir bilinirliği vardı pazarda fakat bu çok yüksek bir marka saygınlığı imajı yaratmıyor tüketicinin aklında. İnsanların aklı şirketin kâr edemeyen yıllarına gidiyor, içinde Ericsson geçtiği için “"bu Ericsson da iyiydi ama çevresi kötüydü, bitti, gitti…” şeklinde yorumlar oluşmasına yol açıyordu. Daha doğrusu Ericsson kelimesi ister istemez insanlara 1990’ları hatırlatıyordu çünkü şirketin damgasını vurduğu yıllar o zamanlardı. Bu eski çağrışımlardan kurtulmak için şirketin hem ürün anlamında hem marka iletişimi anlamında yenilenmesi gerekiyordu. Xperia’lar bu durumu cihazlar tarafında pozitife çevirdi. Fakat Sony daha fazlasını istedi, resmen namusunu temizlemek istedi bir bakıma. Bu yüzden şirketin %50 ortağı olan Ericsson’dan tüm hisseleri $1.5 milyar dolar’a satın aldı.

Ericsson’ın mobil birikiminden bu kadar faydalandıktan sonra artık kendi başlarınalar bu koskocaman pazarda. Bu büyüklüğü devam ettirmek doğru donanım seçimleri, doğru kalite anlayışları ve doğru platform tercihleriyle kendini gösterecek. Tüm bunları da müşteriyi ve pazarın gereksinimlerini merkeze alarak devam ettirmeliler. Mobil ürün gamının sadece Xperia ile sınırlı kalması doğru teknolojilere de odaklanılmasını ve belirlenmiş stil çizgisinin dışına çıkılmamasını sağlayacak ve yerini sağlamlaştıracaktır.

Şimdi, bu yeni vizyon çerçevesinde, önümüzdeki Xperia’ların artık sadece Sony Xperia olarak tanıtılacağını ön görmek zor değil. Şirketin faal olduğu 4 büyük alanda 4 farklı ve güçlü kimlikli ürün gamı yaratıyorlar: Sony Bravia, Sony Xperia, Sony PlayStation ve Sony Vaio. Diğer üçünün ne kadar iyi olduğunu biliyoruz, sanırım 4.‘de de yanılmayız. Yanıltmayacaklardır.

Alihan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir