D.B. Russell Hızlı Başladı

CSI’ın on ikinci sezonuyla birlikte malum yeni bir dönem başladı. Dokuzuncu sezonda ayrılan William Petersen’ın canlandırdığı Gil Grissom’ın boşluğunu doldurmak amacıyla ekibe katılan Laurence Fishburne de diziden ayrılınca CSI, 2,5 yıl aranın ardından tekrar yeni bir başlangıç yapma durumunda kaldı. Aslında benim gibi diziyi atrık on yıllardır takip edenler için Fisburne’ün (Ray Langston) çıkışı kuşkusuz William Petersen’ın muhtemel kalıcı dönüşü için iyi bir fırsattı ama yapımcılar, Ted Danson’ın canlandırdığı yeni karakter D.B. Russell’la yola devam edeceklerini açıkladı.

Konuya biraz geleneksel bir bakış belki ama başlarda yeni karakterlere pek sıcak bakan biri değilim. Ray Langston geldiğinde de bu böyleydi D.B. Russell’da da böyle.

Ama ayrılan karaktere alışma süreci gibi bir fark var ki bu yazının esas çıkış noktası olarak onu sayabiliriz. Örneğin CSI’ın dokuzuncu sezonunun yarısı ve onuncu sezonunda kişisel olarak Langston’ı baya yadırgadım. Sen kalk koca profesör & doktor sıfatıyla level 1 CSI olarak sıfırdan başlangıç yap.. Biraz zorlama bir rol gibi geldi hep. Hele ki Laurence Fishburne’ün adı intro’da ilk sırada çıkmıyor muydu.. Önemsiz bir rol ama başrol. Kesinlikle eşleşmeyen bir şeyler vardı. Neyse, gel zaman git zaman alıştık ve Ray Langston’ı da on birinci sezonda benimsedik ama bir haber: Laurence Fishburne on ikinci sezonda yok! Yerineyse yeni biri gelecek.. Hadi sil baştan.

Langston’ın on birinci sezon finalinde öldürdüğü Nate Haskell davasında suçlu bulması ve bir vedası bile olmadan başlayan on ikinci sezonda gerçekten bu iş bitiyor artık havasındaydım. Bir başlangıcı daha kaldıramayabilirdi bana göre CSI. Ama yeni sezonda yayınlanan iki bölümü izleyerek söyleyebilirim ki öyle olmamışa benziyor.

Bir defa Ted Danson’ın D.B. Russell karakteri tamda Fishburne’ün Langston’ında eksik olan liderlik vasfıyla CSI’a katıldı. Langston’ın olayında supervisor’ı olarak suçlu bulunan Catherine Willows’un yerine night-shift supervisor olarak ekibe giren D.B. Russell, gerek olaylara bizim alışık olmadığımız tarzda yaklaşımlarıyla (ve düzenli bir ailesi varmış gibi gözükmesiyle) gerekse de Ted Danson’ın ağırlığıyla kesinlikle sırıtmadı ve intro’daki ilk sıradaki yerini (ki burada hala 12 yıllık Marg Helgenberger’a haksızlık yapıyor bana göre) dizieki rolüyle pekiştirdi. Yapımcıların 2,5 sene önceki hataya tekrar düşmemelerini görmek kesinlikle gelecek açısında umut verici. Haa, başka şey olur, dizi yine biter mi biter o ayrı ama en azından bu dengesizliğin ortadan kalkması gerekliydi.

Son olarak geleceğe de şöyle bir bakalım..

Marg Helgenberger’ın, 12×12’de ayrılacağı büyük ölçüde netleşti. Yani ilk sezondan beri gördüğümüz bir karakter daha; Catherine Willows da artık CSI’da olmayacak. Bu yokluğu uzun vadede nasıl doldururlar şimdilik bir söylenti yok (kişisel tercihim Sofia Curtis / Louise Lombard olurdu) ama William Petersen’ın Gil Grissom rolüyle bir veya birkaç bölüm bu boşlukta görüneceği düşünülüyor. Bunun dışında Conrad Eclie’nin LA’den gelen kızı Morgan Brody (Elisabeth Harnois) de ilk bölüm fazla görünmedi ama 12×02’de gördüğümüz kadarıyla eğlenceli bir karakter olacağa benziyor.

Genel havadan anlayacağınız üzere Crime Scene Investigation, on ikinci sezonda iyi bir rüzgar yakalamışa benziyor.. 12×12’den itibaren muhtemel bir yeni başlangıç daha olacaktır ama D.B. Russell’ın bu formla devam etmesi halinde aşılamayacak bir sorun olacağını sanmam.

D.B. demişken.. O D.B.‘nin açılımı ne ya? İsimleri kolay kolay aklımda tutamam ama böyle kısaltmalar, gizli kalan isimler de en merak ettiğim konu olur hep. D.B. Russell.. En kısa sürede açıklanır umarım.. 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir