Bir filmde, dizide, şarkıda hatta bir oyunda konuyla alakasız bir dilde (ve genelde arkaplanda) konuşan yabancılar görürsünüz. Kendi yerlerinden yurtlarından kopmuş bu kültür, bilmediği alanlarda yaşam savaşı verirken izleyiciyi de “acaba o an kafasından ne geçiyor” hususunda illa ki soru işaretlerine sürükler.

Daha geçen gün düşündüm bunu. Red Dead Redemption’da iki ayda hızla kaybettiğim İngilizce kulağımı televizyona verip odaklanmaya çalışırken John Marston’ın karşısındaki tip İspanyolca’ya geçmez mi? Hadi İngilizce odaklan falan çıkıyor ama bunda tık yok.. Vücut dili falan da hoş değildi ki diyalogun sonunda Marston’ın yanındakiler adama saldırınca bizde üzerimize düşeni yaptık tabi ama akılda kaldı bir kere. O adam İspanyolca ne dedi acaba?

Daha bunun etkisinden kurtulamamışken bugün, farklı bir ortamda o anı tekrar yaşarken buldum kendimi. Yakın bir dostumla 2011 yapımı Unknown‘ı izliyoruz ve film Berlin’de geçiyor. Dr. Martin Harris ve sevgili eşi(!) Elizabeth Harris havalimanından taksiye, otellerine ulaşmak için biniyorlar ve taksici telefonda başıyor olmadık bir dille konuşmaya. Liam Neeson ve January Jones’un canlandırdığı karakterlerimiz birbirlerine bakıyorlar ve benim birkaç gün önce verdiğim tepkinin bir benzerini vererek birbirlerine “acaba neden bahsediyor” deyip gülümsüyorlar.

İşte o noktada bende gülümsemeye başlıyorum çünkü sevgili taksicimiz Türk ve filmdeki o “olmadık dil” bu sefer Türkçe. Birden Red Dead Redemption’daki bilinmezlik hissi de kayboluyor çünkü tahmin edileceği üzere geri planda geçen saçma sapan bir diyalog işte. Kim bilir eserin kurgusunda ne kadar metne yer verilmiştir ya da verilmiş midir desek belki daha doğru olur çünkü o kadar rastgele ki sokakta ses kaydediciyle dolaşsanız ancak böyle diyaloglar yakalarsınız..

Neyse işte diyecekim şudur ki, anlamadığınız ve geri plandaki dillere fazla takılmayın. Bırakın kendi halinde yaşasınlar ve doldursunlar sahneleri. Sonuç olarak esas resimde kapladıkları alan bu kadar küçükken odaklanacak daha iyi şeyler bulmak hiç de zor olmayacaktır.