F1 Güncesi: 2010’un Ardından

Young, younger, the youngest

2010 Abu Dhabi GP’sinin ardından -eski avantajı kalmasa da- son yarışta şampiyonluğa ulaşan Sebastian Vettel kendi çapında Formula 1 dünyasına açıkçası bir sürpriz yaşattı. Özellikle de Fernando Alonso’nun bu gerilerden gelip şampiyonluğa bu denli yaklaşabildiği ve Mark Webber gibi başarıya aç bir pilotun her daim potada olduğu bir sezonda Vettel’in zayıf bir ikinci sezon performansıyla (ve son yarışta) şampiyonluğa ulaşması kuşkusuz yeni puanlama sisteminin bir sonucuydu. Aslında Alonso yönünde gerçekleşebilecek bir mucizeye benim de dahil olduğum birçok çevre kolaylıkla inanabilecekken, sezon başlarında daha olası görünen Vettel’in şampiyonluğunda böyle bir yazı için bile iki hafta beklenebiliyor. Neyse efendim, 2005’te Fernando Alonso’nun 24 yaş, 58 gün ve 2008’de Lewis Hamilton’ın 23 yıl, 7 ay, 22 günlük en genç dünya şampiyonlukları rekorları 2010’da bir kez daha geçildi ve 23 yaş, 134 günle Sebastian Vettel, 2010 şampiyonluğuna tarihte bir sayfa ile birlikte ulaşmış oldu.

Red Bull’un istediği mi oldu?

2010 sezonunu domine eden Red Bull’un, sezon boyunca ağzından düşürmediği tek bir cümle varsa o da “pilotlarımıza eşit davranıyoruz” olurdu herhalde. Her ne kadar pilotları birbiriyle yarıştırarak buna teknik olarak izin vermiş gözükseler de, 2010 Britanya GP’sinde Vettel’in yeni kanadı parçalaması sonucu Webber’in kanadına terfi etmesi ve onun da işe yaramayıp Mark Webber’in yarışı kazanmasının ardından “ikinci pilot için hiç de fena değil” tarzı söylemi bu açıklamaların ne denli balon olduğunu bizlere gösterdi. Red Bull açıkçası en başından beri Sebastian Vettel’in şampiyonluğuna odaklanmıştı ve el altından her zamanda onu destekliyordu ama, Abu Dhabi’deki son yarışta Webber’in hasar alıp almadığı belli olmayan hafif duvar teması ve trafiğin içine düşmesine yol açacak erken piti, Ferrari’nin de en büyük rakip olarak gördüğü Webber’in ardından Alonso’yu pite alarak yaptığı acemilik, bana kalırsa Red Bull yönetimine, rüyalarında göremeyecekleri bir Vettel galibiyeti yaşattı. Planlı veya değil bir şey demeye gerek yok ama Red Bull bu sonuçtan Webber’in kazanmasına oranla daha mutlu emin olun ki.

Ferrari’de neler değişmeli?

Ferrari’nin son yarışta kaçırdığı şampiyonluk tamamen bir strateji hatası olarak gözükse de açık olalım ki kimse takımın bu noktalara gelebileceğine de inanmıyordu. Sadece Fernando Alonso’nun kişisel başarısı ve Red Bull Racing pilotlarının birkaç yarıştan puan çıkartamaması Ferrari’yi sanki sezon başından beri favori görmemize sebep oldu. İnanmayan açsın markalar şampiyonasına baksın. Red Bull 498, McLaren Mercedes 454 ve Ferrari 396. Alonso’nun tek başına aşık attığı Red Bull’ları saymasak bile takım, McLaren’den dahi 60 puan geride. Her ne kadar bunun sorumlularından biri Massa da olsa, McLaren’de de aynı ayar Button var. Yani bu takımda bir pilotun bireysel başarısı ön plana çıktı ve son yarışta başarılı olamadı diye yanıp yıkılmaya gerek yok. Ferrari eğer Red Bull’dan daha iyi bir araca sahip olsaydı inanın bu iş son yarışa kalmazdı. O yüzden bu şampiyonluk kaçtı diye biri değişmemeli, illa bir anlayış değişikliği gerekiyorsa da genel olarak Stefano Domenicali üzerinde yoğunlaşılmalı diye düşünüyorum.

2011’de neler olur?

2011 içinse en dikkat çekici nokta kuşkusuz Pirelli lastikleri olacak. Abu Dhabi’deki yarışın ardından yapılan testlerde Fernando Alonso ve Michael Schumacher gibi tecrübeli pilotlar ön plana çıksa da, bu lastiklere uygun geliştirilen 2011 araçlarında dereceler biraz daha dengeli olacaktır. Bununla birlikte, 2010’da şampiyonluğa oynayan takımlarda, sezon ortasından beri 2011’e odaklananlara göre fazla farkedilmeyecek bir düşüş olabilir. Yani kabataslak Mercedes GP eğer çalışmalarından verim alabilirse ilk üç takıma oranla daha hazır bir şekilde yeni sezonda karşımıza çıkabilir. Red Bull yine mükemmele yakın bir tasarımla Renault motorunun neler yapabileceğini düşünürken Ferrari de en iyi dengeyi sağlamaya çalışacaktır. Ayrıca gelecek yıl geri dönecek olan KERS de, bu konuda 2009’dan deneyime sahip iki takım olan Ferrari ve McLaren Mercedes için artı puan olacaktır.

Test programları

Formula 1 tatile girdikten sonra kuşkusuz herkes son zamanlarda sayıları bir hayli azalan testlerin yollarını gözlüyor. Küçük takımların sezon boyunca eskisine oranla daha başarılı olmasını sağlayan bu sınırlı kış testlerinin 2011 sezonu öncesi programı şöyle:

1-3 Şubat 2011 Valencia
10-13 Şubat 2011 Jerez
18-21 Şubat 2011 Barcelona

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir