Lost

Not: Yazı fena halde spoiler içerir.

2004’ten beri takip edenler için eminim yazdıklarım hafif kalacaktır ama Mart 2010 – Mayıs 2010 arası sadece üç ay Lost’u çeken biri olarak bir şeyler karalamak istedim yine de.

Öncelikle ilk iki sezona tek bir kelime bile etmiyorum çünkü Lost’u Lost yapan sezonlar bunlardı bana göre. Bir uçak kazasından kurtulup gizemli bir adada yaşam mücadelesi vermek.. Evet insanların görmek istediği buydu bir noktaya kadar ama şu “gizem” işleri konuyu uzatmakla birlikte bayan detayların da başını çekiyordu.

Diğer baygınlıkları sırasıyla geçeyim. Jack, Kate, Sawyer kısacası as kadronun üçüncü sezonun tamamını others’la geçirmesi, dördüncü sezonun tamamının bir gemi ile kurtarılma fikri üzerinde dönmesi, beşinci sezonun büyük ölçüde Dharma yaşamına ayrılması monotonluktan başka ne yarattı sorarım size? Hatta beşinci sezon örneğinde olduğu gibi hikayeye sonradan eklendiği çok açık detayların koca sezonda izleyiciyi meşgul etmesi hoş değildi. Aksi olsa büyük bir ihtimalle flashback tarzında kesitler halinde anlatılırlardı.

Bunların dışında başta dediğim gizemler de bir yere kadar kullanılmalıydı bence. Örneğin others’la kazazedelerin buluşması falan insan aklının alabileceği gerçekçi gizemlerdi. Ama yaşlanmayan ve ne koruduğu belli olmayan Jacob ve hikayeleri Lost’un deyimiyle “beginning of the end” ten başka bir şey değil. Sorarım size saçma sapan bir bıçakla bu ölümsüzlüğe oynayan tipleri nasıl öldürebiliyorsunuz? Peki onca zaman ortada dört dönen Black Smoke’u sadece bir bölümde Jacob’ın kardeşiyle bütünleştirip, koca sezon John Locke kılığında yediği onca kurşunla öldürmeyip, iki bölüm sonra finalde kayalaıklardan düşerek nasıl yok edebildiniz? Ya da edebildiniz mi aslında bunu sormak lazım. Haa o ışığın oradaki tıpa mı her şey? O tıpa bir yere girsin derdim ya neyse..

Aslında şu finalin en az altıncı sezonun başındaki tapınak hikayeleri kadar saçma olmasından korkuyordum malesef ki yanılmadım. Yaratılan 2004’teki flash sideways ile 2007’deki normal gidişatın birleşmesini umanların karşılaştığı tek şey ne oldu? Flash sideways’teki herkes aslında ölü! Yapma ya nasıl oldu o? Peki herkes öldüyse flash sideways’te neden ekstra ölümler yaşandı? Örneğin neydi o gemide bir herif vardı hah Keamy. Adama ölünce bile rahat yok, sürekli ölüyor durduramıyoruz.

Daha fazla yazmak istemiyorum o kadar boşlukta kalan şey var ki yazdıkça insana saçma geliyor harcanan bunca zaman. Yani kişisel olarak ne beklediğimi bilmiyordum ama izlediğim şeyin beklediğim şey olmadığına artık eminim. Herhalde ilk sezondan itibaren Lost’u günü gününe izlesem, üçüncü sezon ile dördüncü sezon arasında bırakmış olurdum. Böyle bir modern çağ olmazsa olmazının, altı sezonunu, üç ayda izlemek sadece, şu an tüm izleyicilerin -eminim ki- yaşadığı “salak yerine konma” hissimi hafifletiyor. Bunun dışında acımasızlık mı oluyor bilmiyorum ama tüm olan biten malesef saçmalık. Haa bu arada The Lost Movie’ye açıklanacak çok şey kalmıştır kesin, hadi birde gişede kırın parayı!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir