Havalimanından Bir Oda

Ah şu havalimanları; nasıl tanımlanırlar ki? Kışın sıcak, yazın serin, uzun beklemeler dışında her şeyin sanki rahatınız için tasarlandığı, insanlığa sunulan en üst düzey bekleme salonları. (Olmadı biliyorum.) Yolculuk öncesi birkaç saatinizi geçirmek için daha iyisi kesinlikle bulunamaz. Peki biraz daha fazlasına ne dersiniz?

Geçtiğimiz günlerde, baş harfleri A.S.A. olan 66 yaşındaki bir vatandaşımız aynen “daha fazlası” mantığıyla Atatürk Havalimanı’nı mesken edinmiş. Birçok haber sitesinde yer alan genel hatlı hikayeyi bazı öngörülerle sizlere tekrar sunmak istiyorum.

A.S.A. olarak andığımız vatandaşımız bir yolcu edasıyla havalimanına gelir ve burada tam 12 gün geçirir. Nede olsa koltuk desen koltuk, tuvalet desen tuvalet her şey bedava olarak önüne sunulmuştur bir kere.

Yeme-içme olayları içinse iki teori kullanmak istiyorum. İlki sadece su. İstanbul’un bildiğimiz üzere yumuşak bir suyu vardır. Kaynağını araştırırsak midemiz bulanabilir biliyorum ama çaydır, kahvedir derken kaynatılıp içiliyor yani. Eh bu A.S.A. vatandaşımız da, kaynatmadan pekala musluk suyunu içme suyu olarak kullanabilir. Hatta pek sevgili belediye çalışanlarının, “İstanbul’un musluk suyu içilebilir” açıklamaları da bu teoriyi destekliyor. Böylece bir insan 12 gün suyla yaşayabilir problem yok.

İkinci teorim ise 2004 yapımı Tom Hanks’in başrolünü oynadığı The Terminal filminden, hatta film de Paris’teki Charles de Gaulle Havaalanı’nda 16 yıldır yaşayan İranlı Merhan Nasseri’den alıntı. Krakhozia’lı bir vatandaş New York JFK Havalimanı’na iner fakat ülkesindeki darbe gibi bir şey yüzünden ABD bu ülkeyi tanımaz ve ne içeri-ne dışarı havalimanında bir yaşamın ortasında bulur kendini. Zamanla şu bavul arabalarını birleştirip içerisindeki madeni paraları alma gibi yöntemlerle para kazanmaya bile başlar. Neyse işte bizim A.S.A.‘da bu hesap para yapar mı? Yapar. Sonra ver elini yarım litresi 5 TL olan sular, 30 TL’ye doyurucu olmayan yemekler (az canım yanmamış Atatürk Havalimanı’nından :)) vs vs.

Son gelişmelere göre polis bunu izlediği 12 günün ardından ailesine (evet ailesi de var evsiz falan değil) teslim etmiş. Ardından ne olsa beğenirsiniz? 31 Mart günü A.S.A. tekrar dış hatlar terminalinde görülmüş. Hadi uçakları izliyor diyeceğim; Atatürk Havalimanı’nda pasaport kontrolü geçmeden öyle bir şansı da yok. Gerçekten anlamak mümkün değil. Şu an ise, güvenliğin tekrar ailesi ile temasa geçmesi bekleniyormuş. Lan bindirin şu adamı tek yön gitsin söyle Kars, Erzurum gibi bir yere de bakın bir daha dadanıyor mu havaalanına? Aaa pardon dış hatlardı değil mi? Vize istemeyen onca yer var. Büyükşehir amann hükümet çalışıyor! En olmadı iptal ettirdiği KKTC uçuşuna pasaportsuz bile gidebilir yani. Şimdiden iyi uçuşlar sayın A.S.A. Kalkarken ve inerken koltuğun dik, kemerin bağlı ve masan kapalı olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir