Poe Gölgesi (The Poe Shadow) – Matthew Pearl

Hakkında yazıp yazmamak adına düşündüğüm ender kitaplardan biri oldu Poe Gölgesi. Normalde biten bir kitabın ardından yakılan ağıt gibi kendimi yazıya verir, karakterler henüz kafamdayken daha sonra hatırlayacağım kısımları bir güzel akratırdım gelecekteki kendime. Ha tabi birde “bu kitap neymiş” diye gelip okuyanlar da olurdu ki bu giriş de büyük bir itiraf tadında oldu onlar için; evet ben aslında kendime yazıyordum bunları.. (Bunca itiraftan sonra kitaptan sonra Scrtlg kategorisini de işaretlersin artık Tolga Efendi..)

Ne diyorduk? Hah, Poe Gölgesi. Aslında kitabı uzun uzadıya anlatmamak için böyle laf kalabalıkları yaptığımı farkettim bir anda. Bu kitap hakkında tek bir soru sordum kendi kendime (ve utanarak söyleyeyim ki gerçekği hemen fark edemedim) o da; “yav kimdir nedir şu Edgar Allan Poe” oldu. Biraz hayali biraz gerçek giderken galiba kitaba başlamamın ikinci gününde çözdüm olayı. Edgar Allan Poe, gerçek bir yazar ama kitap onun bu dünyadan hak etmediği şekilde ayrılışını anlatırken gerçeklere dayanan bir kurgu izliyor (bu cümleyi tekrar kur deseniz kuramam :)).

Kitap temel olarak Edgar Allan Poe’nun kurgusal hayranı avukat Quentin Hobson Clark’ın, şans eseri rastladığı Poe’nun birkaç kişiden oluşan cenaze töreni ve yazarın ölümünün ardından başlatılan karalama kampanyalarına daha fazla dayanamaması üzerine kurulu.

Kendi itibarını tehlike atma pahasına Poe’nun ölümü hakkındaki gerçekleri aralamayı kendine ilke edinen Quentin Hobson Clark, Poe’nun öykülerinde yer verdiği muhakeme yeteneğiyle olmadık davaları çözen C. Auguste Dupin’e ulaşması halinde birçok soru işaretini çözebilme umuduyla Paris’e gider ve orada, C. Auguste Dupin olduğuna inandığı iki isim üzerine odaklanır; Auguste Duponte ve A Baron C.A. Dupin.

Ancak yoluna Auguste Duponte ile yola devam etme kararı alarak Duponte ile Baltimore’a dönen Quentin Hobson Clark’ın davasını kişisel sebeplerle benimseyen Baron Dupin ile yardımcısı Bonjour da artık benzer bir amacı gütmeye başlar ve bu dörtlü Amerika’da Poe’nun ölüm sebebini kendilerince çözmeye çalışır. Bu esnada Quentin, nişanlısı Hattie Blum, Peter’la olan işi ve evi Glen Eliza dahil birçok varlığını kaybetme tehlikesiyle de baş etmek zorundadır.

Lafı fazla dolandırmaya gerek yok aslında; Poe Gölgesi büyük ölçüde sıkıcı bir kitap. Okuduktan sonra tatmin olmadığınız bir final ve ağır ilerleyen içerikle önüme gelene tavsiye edemeyeceğim cinsten bir eser. Sanırım kitap hakkında söyleyebileceğim tek olumlu görüş Edgar Allan Poe’nun son günlerini yansıtması açısından tarihi niteliği olmasıdır. Onun dışında merak uyandıracak bir şey olmadığı gibi kitapta tekdüzelik tavan yapmış durumda. Edgar Allan Poe’ya karşı kişisel merakınız yoksa uzak durmanız halinde pek bir şey kaybetmezsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir