Connected Generation

Dünya Kupası’ndan kısa süre önce Limon’un birinci yılı olduğuna dair bir mail aldım. Aslında bir yıl, “Limon Sözlük” olarak düşündüğümüzde 2007’den beri geçen süreçte çok küçük bir süre. Ancak yeni, iletişim çağını bir arada bulunduran güncel etmenleri içeren ve arkadaşlar arasında sadece “Limon” olarak andığımız yeni Limon Sözlük için emekleme, belki de hayatta kalma evresi için büyük bir dönemdi bu.

Geriye dönüp baktığımızda bu yeni dönemi anlatan ilk açıklama olarak da görebiliriz bu satırları. Peki neden Dünya Kupası çatısı altında anlatacağım? Limon Sözlük’ün binlercesinin yanında, gerek format gerekse de bağlılık adına “Limon” olarak şu ana kadar 20 civarı sürekli ve serbest yazarla çalıştık. Ancak içeriklerimiz hep serbestti. Yani evet kafamızda okurlarımız için en az günde bir olmak üzere ayda 30 gibi bir minimum içerik hedefimiz vardı ama bunu gerçekleştirme işini yazarların inisiyatifinden öte de götürmedik. Dünya Kupası’na kadar.

Tolga Erbak’ı tanıyan birkaç kişiye sorsanız, futbolu onun ilk sıraları arasına koyan olursa bilin ki yalan söylüyor demektir. Ancak iş yayın, süreklilik ve benzeri Limon’un tarihte yer edinme isteğini test edecek aktivitelere geldiğinde açıkçası futbol, geniş kitlelere ulaşacak güzel bir araç haline geliyor.

Bu amaçla bundan tam bir ay önce, Dünya Kupası’nın başlangıcıyla birlikte daha ciddi olarak gündemi geleceğe taşıma görevini Limon aracılığıyla üstlendik ve 2014 Dünya Kupası yerine “Limon Dünya Kupası” kavramını kullanmaya başladık. Benle birlikte hemen her şeye içerik fark etmeksizin koşan sevgili Emre, aramızdaki futbol dehası Anıl, Emre ile bir türlü istedikleri programı gerçekleştiremeyip sonda Live Limon canlı anlatımlarıyla formülü tutturan Uğur, uslanmaz çevirmenimiz Sinan Abi ve Dünya Kupası film posterleri yazısıyla başlayıp Dünya Kupası ile Serinletici’yi bir kazanda ay boyu kaynatan ve hatta Limon’un Dünya Kupası kapsamasına bu içerikle yol gösteren Merve. Bir ay boyunca baya baya yazdık, çevirdik, ilginç içerikleri paylaştık ve istatistiklere boğulduk. Serbest yazı rahat ama ortada hedef varken insanın daha bir teşekkür edesi gelmiyor mu? 🙂 Benim geliyor. Bu isimler başta olmak üzere, içimizdeki rekabet ile Limon Astroloji’yi Dünya Kupası boyunca yenen okurlarımıza da tabi ki.

Peki bu “kapsama” formülünü tekrar uygulayacak mıyız? Doğal ilgi alanı Formula 1 gibi alanlarda zaten uygulanan hatta kendiliğinden olan bir süreç bu. Hatta Dünya Kupası temposundan sonra basit bile gelmeye başlayacak. Ancak işi serbestlikten uzamanlaştırmaya yönlendirdiğimiz ölçüde kalıcılığa ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. Dünya Kupası’nda şanslı ve güzel bir ekip olarak çalıştık ve bundan sonrası içinde belirli şartlar sağlandıkça etkinliklere kayıtsız kalmamak ilk hedefimiz olmalı. Örneğin Limon Sözlük’ün güzel bir siyasi geleneği vardı ve yaşadığımız dünyanın sorunlarına kayıtsız kalmamak için yeni fotmatıyla Limon’un bunu sürdürebilmesi bu anlamda güzel olurdu. Tabi mesela Lego gibi eskiden hiç değinmeyip yeni dönemde Türkiye’nin sayılı kaynaklarına oynadığımız alanlar kağıt üzerinde etkinlik sayılmasa da belli bir düzeni sağlamıyor değil.

Hala Dünya Kupası giysilerindeki Limon’a bakıyorum da, sanırım bir veya birkaç gün daha böyle kalacak. Rakamlarla kapatmak gerekirse; hani günlük bir ayda otuz içerik demiştik; normal içeriğin yanında sadece Dünya Kupası hakkında 35 yazı kaleme almış, gruplardan finallere kadar her alanı alt başlıklara ayırmışız. Bunun gelecekteki yeri kafanızda şekilleniyor mu bilmiyorum ama benim elimin altında harika bir kaynak oluşmaya başladı. Kabaca örnek vermek gerekirse neredeyse hiçbir Dünya Kupası haberi de peş peşe yayınlanmadı. Yani yoğun gündemimizin yanında Limon’un diğer teknoloji, serinletici, dünya, astroloji, film vb alanlarından illa ki başka şeyler de vardı. Bu hedeflerimizi saniyesinde iki katına çıkaran çok büyük bir olay ve belirlenebilecek bir amaç.

Yazı boyunca bahsettiğim süreklilik, kapsama ve Limon Dünya Kupası kavramlarından gördüğüm bu. Limon’un yeni formatında emin adımlarla ilerlediği bu yolda daha çok geldiğimiz seviyeyi bile aşmayı düşünen arkadaşlarla çalışmak ve bunların tamamını toplayarak “connected generation”a hitap eden öncü bir kaynak haline gelmek benimsememiz gerek temel prensip olmalı. Bunun karşılığını okurlarımızın daha şimdiden vermeye başladığını görmekten başka da neye ihtiyacımız olabilir ki?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir