Kurt Gölü (Wolf Lake) – John Verdon

Tüm hızıyla(!) devam ettiğimiz kitap dünyamızda sırada John Verdon’ın kendisi ve baş kahramanı Dave Gurney’nin beşinci macerası Kurt Gölü var.

image

Biraz üşengeçlik yapıp kitabın arka kapağından gidecek olursak; Kurt Gölü’nde ülkenin farklı yerlerinde yaşayan dört kişinin tek ortak noktasının; aynı rüyayı görmeleri ve bu rüyada kurt başlı bir hançerle öldürüldüklerini söylemiş olmalarıyla başlayan bir suç örgüsü bizi ve “Sherlock”umuz Dave Gurney’i karşılıyor.

Bbu dört kişinin bir ortak noktası daha var ki, sigarayı bırakma terapisi gibi zarardan çok fayda sağlamak amacıyla girişilmiş bir tedavide, Kurt Gölü tesislerinde kalan psikolog Richard Hammond’la görüşmüş olmaları.

Polis için olay burada kopuyor. “Richard Hammond, bu dört kurbanı kendilerini öldürecek şekilde koşullandırdı ve intikar etmelerine sebep oldu.“

Bu kadar kolay olabilir mi?

Başlarda Dave Gurney, emekliliğinin getirdiği işlere bulaşmama kaidesinin yönlendirmesiyle –ve bir miktar da eşi Madeleine’a karşı iş mi hayat mı ikilemiyle- olaya uzak kalmayı istiyor. Ancak kendine bile itiraf etmediği gerçekleri keşfetme arzusu, Dave ve Madeleine’ı tatil yollarının üzerindeki Kurt Gölü tesisine “belki bir gece dinlenme amaçlı neden gidilmesin ki” noktasına bir şekilde sürükleyiveriyor.

Psikolog Richard Hammond ve kardeşi ile yaptıkları görüşmeler, Kurt Gölü’nün lokal sakinlerinin gariplikleri ve yüksek teknolojili bolca tehdidin altından Dave Gurney’in zekası ve elbette dostu Hardwick yardımıyla mücadelesi görülmeye/okunmaya fazlasıyla değer bir eseri sayfa sayfa oluşturuyor.

Peki bir eleştiri yapmak istesek kitabı nereden vururuz? Hikayeye söyleyecek çok daha fazla söz yok. Kitabın kendi kendini fazlasıyla okutmasıyla anlamsızlaşmak istemiyorum. O yüzden hedefim ilk paragrafa.

Beşinci Dave Gurney kitabı… Evet, tabii ki anlıyorum bir seri yakalandığında bu başarıyı aynı karakterlerle sürdürmek çok mantıklı oluyor ama durup düşündüğümüzde her şey bir kurgudan da ibaret olsa, “emekli olmuş bir polisin başı neredeyse her yıl neden bu kadar derde girer ki” mantıksızlığı, açıklanması güç diyarlara yelken açtırtıyor fikirleri.

John Verdon güzel yazıyor. Zevkle okuyabilir ve bu noktaya rahatlıkla siz de gelebilirsiniz. Ama beş kitabınızın tamamı bir karakter üzerinden devam etmese daha hoş olmaz mıydı? Aynı şeyler Dan Brown’ın Langdon’ı için de geçerli. Her şey mi bu adamın başına geliyor?

Bunların yanında Harlan Coben’in Bolitar serisi, bu iki yazarın toplamından daha fazla kitaba sahipken standalone olarak adlandırılan birbirinden bağımsız kitaplarının da aralara serpiştirilmesiyle ne kadar da güzel uyum yakalıyor.

İşbu fikirler kafaları kurcalarken, John Verdon’ın altıncı Dave Gurney macerası White River Burning, Temmuz 2018’de okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Ve muhtemelen onun incelemesinde de yine kitabı beğenip yazarın kaleminde Gurney dışında ilhamlar olmasını ümit edeceğiz..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir