The Secret Life of Pets (2016)

Bir hafta içi akşamıydı… Türkiye’de artık sıklıkla karşılaştığımız orijinal dilinde olmayan animasyonu dahi sineye çekmiş, günümüzü güzel bir şekilde tamamlamak üzere sinema salonunun yolunu tutmuştuk. Oysaki tek derdimizin bu olmadığı kısa sürede anlaşılacak, o seansta The Secret Life of Pets’i seçen ve bileti internet yerine kapıda alırız gafletinde bulunacak tek grup biz olacaktık.

Tam saatinde orada olmamıza rağmen başka taliplisi olmadığı için kapıları açılmayan sinema salonunda, içeride kazıklanmamak üzere dışarıdan getirdiğimiz erzağımızla kalakalmıştık. Ama son bir silahımız daha vardı. Çoğu kez eleştirdiğimiz kapitalizm ağlarını örmüş ve iki AVM’yi, arabayı birinden çıkartıp diğerine gitmeye değmeyecek kadar yürüme mesafesine koymuştu. Hemen diğerine koşarak yine o kapitalizmin reklamlarını atlayıp The Secret Life of Pets’in karşısına 5 dakika gibi kısa bir sürede geçmiştik.

Manhattan’da bir apartman dairesinde sahibi Katie ile yaşayan terrier Max’in yaşamı, aynı eve getirilen ve kendisinden fiziksel olarak hayli büyük bir köpek olan Duke ile baştan aşağı değişir. İkilinin tanıştıkları andan itibaren giriştikleri güç savaşında Duke fiziksel üstünlüğü rahat bir şekilde elde ederken, evini bu koca yaratığa kaptırmamaya kararlı Max ise psikolojik yönden rakibini sıkıştırmaya başlar.

Max zeki hareketleriyle kontrolü ele almışa benzese bile, Duke için oyun daha yeni başlıyordur. Ufak park gezileri sırasında Max’i geri dönemeyeceği bir yere hapsetmeye çalışan Duke, hayvan kurtarma ekibinin müdahalesiyle kendisini de sahip olmaya çalıştığı dünyanın dışına sürükleyivermiştir.

Bir noktadan itibaren ortak hareket etmeye başlayan Max ve Duke, hayvan kurtarma ekibinin elinden tavşan Snowball liderliğinde sahiplerinden dışlanmış hayvanların müdahalesiyle kurtulurken, yeni belalara yelken açacaktırlar.

Onlara yardım edebilecek son isimler ise köpek, kedi ve diğer evcil hayvanlarla pek evcilleşememiş şahin Tiberius gibi çevrelerindeki komşuları olacaktır.

Neyin ne olduğuna aşina olduktan sonra, ciddi anlamda tat almanızla devam eden bir yapısı var The Secret Life of Pets’in. Bir buçuk saatlik filmin seyri süresince sıkılmama garantisini yanınızda hissedeceksiniz.

Belki de “bir hafta sonu akşamıydı” ile başlayan ve daha kalabalık The Secret Life of Pets maceralarınızda hepinize iyi seyirler!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir