Kardeşimin Hikayesi – Zülfü Livaneli

2013’ün son kitabı dediğimin üzerine ikinci kitabım farkındayım. Hatta son ikisine baktığınızda yazacak zamanım olmadığını bile görmüşsünüzdür. Hangi zaman dilimine dahil olacağını bilmediğim bir aralıkta bile kalsa, aslında bir sistemim var. Örneğin okuduğum her kitabın üzerine imzam ve 1213 gibi tarih belirtici bir yazı eklerim ve tarih, başladığım değil, bitirdiğim zamana ait olur. 1213, Aralık 2013’te bitmiş demektir ve Kardeşimin Hikayesi de, 6-7 gün içerisinde yeni yılı görmeden bitti.

Öncelikle kitabı elime aldığım ilk sayfalardan itibaren, bugüne kadar neden Zülfü Livaneli okumadığımı sorguladım. Hani belirli alanlarda adını duyurmuş isimlerin kitapları daha iyi satar gibi bir inanış var ya; bir yere kadar mantıklı gelse bile, Zülfü Livaneli ve Kardeşimin Hikayesi’ni okuduktan sonra böyle bir ihtimal keşke olsa da daha çok kişi okusa diyorsunuz. Hikayenin sağlamlığı, üslup, sürükleyicilik.. Kitaba zaman ayırmak değil, her şeyi bırakıp kitaba koşmak için Zülfü Livaneli, tahmin bile edemeyeceğiniz bir bağlayıcılığı sağlamış.

Konu ise kısaca şöyle: Şehir dışında bir sahil köyü Podima’ya yerleşen emekli mühendis Ahmet Arslan, kitapları ve sakin yaşam rutiniyle hayatını sürdürmekteyken köyde gerçekleşen Arzu Kahraman cinayeti dengeleri değiştirecek gelişmelere sebep olur. Belki bizim de en büyük sorumuz olan duygularımız olmadan nasıl bir yaşam sürerizin en büyük örneği Ahmet için, cinayet soruşturması bir başlangıç yaratırken, ilgili davayı takip eden ve sonradan isminin Pelin olduğunu öğrendiğimiz gazeteci kız, herkesin bir kırılma noktası olduğunun en güzel örneği olacaktır. Başta Arzu Kahraman cinayeti ile başlayan Ahmet-gazeteci kız tanışmışlığı, Ahmet’in “en büyük aşk hikayesi” olarak ortaya attığı ikizi Mehmet’in hikayesini anlatmaya başlamasıyla gelişir, gelişir ve yine gelişir.

Kitabın sürükleyiciliği tamamen bir yanda olmak üzere, Kardeşimin Hikayesi’nde öyle sağlam iki final unsuru var ki; spoiler kaygısı olmadan bile o duyguyu size kolay kolay aktaramayacağıma eminim.

Kardeşimin Hikayesi son dönemde okuyup da dört dörtlük olarak nitelendirebileceğim sayılı kitaplardan ve çağdaş Türk edebiyatı için harika bir kazanç. Yoğunluğunuz, boş zaman eksikliğiniz vs.. Hiçbir bahane olmadan elinize aldığınız gibi karşısında duramayıp, sadece onunla ilgilenmek isteyeceğiniz bir eser.

Bundan sonra diğer kitaplarını da hızla okuma listeme dahil edeceğim Zülfü Livaneli’ye selamlar ve sizlere de iyi okumalar & iyi yıllar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir