MW: Star Wars Episode I: The Phantom Menace (1999)

MW ne diyeceksiniz öncelikle. İçli dışlı olduğumuz birkaç kişi bilir ama altı haftalık bir sürece giriştiysek herkesle paylaşmakta fayda görüyorum. Açılımı: Moday Wars. Yaklaşık 10 haftadır okulla (bu arada mezun olduuuum, en azından 2 dönem aynı eğitim seviyesinde olacağız Tolga :), işe oluşan Pazartesi stresimizi alan bir Game of Thrones etkinliğimiz vardı. Yapımcılar sağolsun(!) 24 bölümlük sezon çekmediğine geçtiğimiz Pazartesi günü böyle baya baya açıkta kaldık. Sonra uzun zamandır dile gelen şu konu yeniden alevlendi:

Bir oldu, iki oldu, sayılamaz oldu… Böyle bir ithamı kaç kere kaldırabilirsiniz ki? Game of’un saati gelmeden o melun bakışlarımıza maruz kalmadan tamam Tolga Bey dedim, bu akşam izlemeye başlıyoruz! Bu ortak bir yazı olacak ama Tolga ve arkadaşlarının geçtiğimniz yılki Hoş Bir Melodram‘ına benzetmeden biraz kaçınarak (ama kişi sayısı dışında başka yol bulamadan) sözü Tolga’ya veriyorum. Ama kendi deyimiyle “Star Wars 101” içerikli hiç izlemeyen birinden (benden) yazı istediği için o genel Star Wars bilgilerinde kalacak ben de neler gördüğümü. Hadi bakalım 🙂

Burada sözü Nesli’den almam gerekiyor. Hah, evet aldım. Efendim Tolga ben. Tüm buraların sa… Öhü öhü.. Neyse italik devam edeyim namım yürüsün 🙂 Star Wars efsanesini üstüne basarak söylediğim gibi kendi içinde 22, takvim yaprağında 23 yıl izlemeyenler var. Bunu sağlayabilmek başarı, bu özgüvenle Star Wars 101 projeme balıklama atlamak ayrı başarı di mi? Neyse bugün izleme sıramızı size akratacağım ben. Bildiğiniz gibi Star Wars sonradan Episode I-II-III-IV-V-VI diye adlandırıldı. Filmlerin asılen çekim sırası bu numaralandırmayla IV-V-VI-I-II-III. Bildiğimiz rakam sırası (prequel trilogy başta) öykünün kronolojik sırasıyken, ikincisi ise filmlerin kronolojik sırası kısaca açıklamak gerekirse. Filmlere başlangıç için de bu iki temel prensip çalışıyor. Orijinalciler (benim gibi) IV-V-VI-I-II-III’ü tercih ederken, Star Wars “begginner"ları isim vermiyorum öykü kronolojisi I-II-III-IV-V-VI’yı tercih ediyor. Tabi seriyi dört-beş defa geçmiş biri olarak tavsiyemi yapıp kenara çekildim ve Episode I: The Phantom Menace ile karşınızdayız. Ne seçim, ne seçim! 🙂

–Spoiler–

Tolga’nın hakaret dolu satırlarından sonra (merak etmeyin intikam gerçek hayatta alınıp yazıya yansıtılmadı 🙂 Star Wars Episode I: The Phantom Menace’e (Gizli Tehlike) geçebiliriz. Zor durumda olan Naboo gezegeni ve kraliçesi Amidala, Ticaret Federasyonu’nun baskısı ve kuşatması altına girer. Qui-gon Jinn ve öğrencisi (padawan’ı – T.) Obi-wan Kenobi iki Jedi olarak (tabiki de Jar Jar Binks’le birlikte) daha nasıl desekk böyle tarafsız ve anlaşmacı olarak geldikleri Naboo’daki durumu görerek kraliçeyi gezegenden kaçırırlar. Coruscant’a gitmek üzere bidikleri uzay aracının fazla dayanamaması onları Federasyon ile çok işi olmayan Tatooine gezegenine inmek zorunda bırakır. Qui-gon Jinn ve Obi-wan Kenobi burada gelecekte önemi daha şimdiden anlaşılan küçük Anakin Skywalker’la tanışır ve Coruscant’a gitmek için araçlarının onarımında Anakin ve sonunda aradıkları parçayı onlara sağlayacak bahsi kapsayan bir pod yarışına katılırlar. Burda zor ama sürpriz olmayacak biçimde Anakin yarışı kazanır ve köleliğinden de kurtularak Qui-gon Jinn, Obi-wan Kenobi ve kraliçeyle birlikte Coruscant’a doğru yola çıkar.

Qui-gon Jinn, Anakin’in Jedi olmak ve belki fazlası için seçilmiş kişi olduğuna inanıp onu öğrencisi olması için gerekli her şeyi yaparken Coruscant’taki karışıklık da Ticaret Federasyonu’nun karışıklığı hüküm sürmektedir. Kraliçe yeniden Naboo’ya dönmeye karar verirken Qui-gon Jinn ve Obi-wan Kenobi kendisine eşlik eder ve Gunganlara olan ittifak için, filmin bana göre en renkli siması Jar Jar Binks esas yapacağını yapar.

Son bölümde Naboo’da kraliçe ve ekibi, Gunganlar ve Qui-gon Jinn-Obi-wan Kenobi üç ayrı noktada mücadelelerini verirler ve üç başarıya karşın, Jedi Qui-gon Jinn’in büyük kaybı yaşanır fakat yine de Naboo’nun başarısının kutlamalarıyla Episode I kapanır.

–Spoiler–

Star Wars artık Star Wars ve üzerine (beğenmese bile) Tolga’nın dahi atıp tutabileceğini sanmadığım bir saygınlığı var. Lost’taki Hurley’e, Sawyer’ın Jabba benzetmesi gibi pek çok modern çağ göndermesi var ve film (+ tüm seri) izlendiği takdirde bazı parçaların yerine oturduğunu anlıyorsunuz.

Güzel başladık. Arada aksamalar olur mu bilinmez ancak ne olursa olsun altı Pazartesimiz şimdiden renkleşip efsaneleşti diyebilirim.

Birde sizin favori sıranız nasıl, etkinliği nasıl buldunuz, önerileriniz var mı, ben mesela Jar Jar’ı çok sevdim sizi öyle etkileyen karakterler var mı? Gibi sorular için şöyle bi 15-20 yorum alıyoruz Monday Wars için. Paylaşırsanız mutlu oluruz 🙂

Haftaya görüşmek üzere.

Nesli.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir