Kayıp Kent (Lost City) – Clive Cussler

Aslında seri halindeki kitaplara aradan, deyim yerindeyse bodoslama dalmak hiç hoşuma gitmiyor ama işin içine çeviriler dahil olduğunda rastgeleliğe de garip bir şekilde aşina olmaya başlıyorsunuz. Harlan Coben kitaplarında bunu hayli yaşamıştım ve şimdi de Kayıp Kent ile Clive Cussler’ın The NUMA Files serisine beşinci sıradan giriş yapmış oldum. Karakterler dışında birbirleriyle bağlantılı olsalar yanmışız..

Hikaye biraz karmaşık Kayıp Kent’te. 1914 yılında sonradan kim olduğu konusunda ilerledikçe daha net bilgi sahibi olacağımız Jules Fauchard ile başlayıp, günümüz zamanında bir TV programında yaşanan esrarengiz birkaç olayla desteklenip Kurt Austin serüveni olarak devam ediyor ve tahmin edeceğiniz üzere hepsi, birbiriyle zaman içerisinde bağlanıyor.

Bağlantılar demişken bağlantısızlıkları atlamak olmaz.. Kitapta ortada kalan birçok şey olduğunu şimdiden söylemeliyim. Romanlarda detaylandırıcılık güzel şeydir ama bunları ucu açık bırakınca açıkçası ben kitaptan ve yazardan ister istemez soğuyorum. Kayıp Kent’te de, ortalama sayılabilecek bir hikaye daha sıkı bağlantılar ve bu detayların sebep oldukları sonuçlarla yukarılara taşınabilecekken yoksun kalarak büyük ihtimalle hak ettiğinden daha zayıf bir etki bırakmış.

Kitabı açıkçası bir hayli uzun bir zamanda bitirdim. Zaman bulamamakla kitabın bağlayamaması arasındaki çizgi biraz daha bağlayamama yönünde ancak Kayıp Kent için yarım bırakılıp gidilecek bir roman demek de doğru olmaz. Kitabın 462 sayfalık elimdeki ikinci Türkçe baskısı Altın Kitaplar’dan çıkmış durumda. Oradan/buradan elinize geçerse iyi okumalar. Satın almak mı? Sanırım o yönde bir işaret vermedim. Pişman değilim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir