18.04 – Hair – Milos Forman

– Saçlarını kestir oğlum. Pantolonu temizle kızım. Bir yıkan yavrum.

Nil ve Derya vokalde;
Sanki dün gibi başlayan hoş bir melodram da,
Bir hafta daha geçiyor Milos Formanla.
İzlediklerimizde hep tek bir adamın öyküsü varsa,
Hair filmi kesinlikle onlardan farklı

Dünyayla bir zamanlar bağları olan
Ailesiyle Berger ve çocuğuyla Hud.
Dünyayla bildiğimiz tarz bağları olan
Taşralı asker Bukowski ve zengin kızı sheila.

Hair’in hikayesi de insanlar.
68lerden, çiçek insanların zamanından
Hayatlarında belki başka yerlerde bulamadıkları çözümleri
Kendi kurdukları barışçıl dünya ile kuran insanlardan

Ancak savaş karşıtlığı olabilirdi
Farklı seviyelerden insanların ortaklığı
Bunu iki saatlik müzikal anlatıyorsa,
Yine en iyi anlatan dizeler olabilirdi.

Koro;
Vietnam da öldüyse binlerce insan.
Ölesiyle dövüştüyse yüz yıllarca insan.
Ellerinde silahla engellemek için güneşin ülkesini kuracakları
Saçlarında çiçeklerle yine savaşacaktır insan

Tolga vokalde;
Nasıl bir filmin adı hair olabilirdi?
Hangi filmin adı tüm dillerde saç anlamına gelebilirdi?
Saçın kendisi ne anlamada ifade ederdi?
Bir isyan belki, bir yaşam tarzı yüksek ihtimal.

Dünyanın sorunlarına kayıtsız kalmadan,
Onun düzenine karşı gelmek muhakkak imrenilesi.
Kendi felsefenle bir dünya yoğurup, bu kez her şeye kayıtsız kalarak,
Onun düzenine yine karşı gelmek muhakkak ironik, imrenilesi.

Hippi bir grubun önyargılardan arınmış öyküsü hair.
İzlenirken desteklenen, dost muhabbetlerine benimsenen
Herkesin her yerde savunduğu da kimsenin kalkıp da yaşamadığı
Özgür bir dünya hayalinin öyküsü hair.

Birbiri ardına git-geller ve çelişkilerle dolu
Adice kurulmuş “normal” dünya.
Herkesin dünyasını savunan ve kendilerinden geri atmayan
Dışlanan “anormal” dünya.

Koro;
İzlerken nasıl da beğenir alkışlarız bu hayatları
Övünür ve etkileniriz direnenlerin hikayelerine
İş 2012 Türkiye’de Suriye’ye saldırmaya geldi mi
En sessiz, görmezden gelen bizleriz.

Melike vokalde;
Ne çok yanlış anlaşılır hippiler.
Bence cinsel devrim ve biraz asitten fazlasılar
68de beyaz sarayın önüne vietnam çadırları kuranlar
Güneşe hiç varamadan kafayı buldular.

Güzel ve özgür dünyanın hayali
Bugün ne kadar yakınsa, o gün de o kadar yakındır.
Uğruna herkes bir şeylerden vazgeçerken
Vardığınız yer hep nihai özgürlüktür.

Babası, taşralı genci vietnam’a asker uğurlarken
“endişelenmek, okumuşlara mahsustur
Tanrı cahilleri korur” der
Ve şarkı girer; “kim inanır Tanrı’ya tabi ki ben”

Özetidir  ve nedenidir aslında,
Onca insanın dünyanın öbür ucuna gidişinin
Ve hikayesidir neden başkalarının
Askerlik belgelerinin yaktığının.

Halbuki taraflar bunlar değildir, ne o zaman ne bugün.
Taraflar savaşanlar ve karşıtları değil.
Özgürlük taraftarları ve esareti seçenler değil.
Taraflar; sömürmek ve sömürmeye direnmek.

Bu yüzden yine tarihsel değerlendirmelerin ötesine geçemiyor.
Milos Forman yine sözü sadece müziğe ve karakterlere bırakıyor.
73e kadar sürmüş savaşın filmini 79da yapmak elbet kıymetlidir.
Filmin finaline hapsolmuş savaş karşıtlığı ise sadece güzel bir hikaye değildir.

Gözleriniz dolar, gururunuz kabarır film bitince,
Size keyifli arzulanası bir hayaller dünyası sunar.
Oysa the dreamers ve full metal jacket da izledik. (yine izleriz)
Aşk, özgürlük ve hoşgörünün dünyasında temel konu isyanın düşündükleri

“saçlarımın neden uzun olduğunu soruyorlar,
Bilmiyorum hep uzundu, onlar saçtan korkuyor”
Bu dizeler doruk noktası bana kalırsa filmin.
Onlar saçtan hala korkuyorlar.

Güzel film elbet, güzel yer çekimleri.
Popüler müzikal filmlere nazaran
Müzik konuyu güçlendirsin diye değil
Müzikler konuyu anlatsın diye.

Hippileri çiçekler değil, renkli isyancılar olarak görüyorum ben.
Sadece çiçekleri ve marjinalliklerini anlatanlara kızasım geliyor.
Bütün bunlar, “bazı insanları bazı tercihleri” mi? Filmdeki şarkı gibi kafam karışıyor.
“Gülüşlerin peşinden nereye gidiyorum? Cevap onların tatlı yüzlerinde mi?”

Koro;
Klasik bir filmin sonuna geldik;
Şimdi televizyonlarda Filistin ve Suriye.
68den bu yana çok az şeyin değiştiği bir dünyada.
68den bu yana her şeyin değiştiği sanrısıyla.

“dinliyoruz yeni söylenmekte olan yalanları
Yalnız tonların en büyük görüntüleri ile
Bırak güneş içeri girsin.
Bırak güneş içeri girsin.”

– Sizler dünyayı büyük bir tehditten kurtarmaya gidiyorsunuz, sizler Amerika’nın gurursunuz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir