Minus to Plus

2011’in yaz ayıydı galiba Google+’ın davetiyesi elime geçtiğinde. Mail adresime gelen ve şu an isimlerini hatırlayamayacağım 271920100 kişiden birinin davetini kullanıp Gmail’e ilişiklendirerek ve bio’yu oradan, ad soyadı buradan (yok ya o kadar da değildi) kopyalayıp yapıştırarak oluşturuvermiştim hesabımı beş dakikada. Sonra öylee kaldı baya bir süre hayalet kasaba tadında. Birkaç teknolojik arkadaş edinmiştim elbet bu sürede..

İlerleyen dönemde Google+ için beklenen davetiyesiz olarak herkese açılacağı gün geldiğinde hafif dalgalanmalar yaşanmadı değil.. Oradan arkadaş, buradan circle, bilmem ne, falan filan.. Eee sonra? Sonrası büyük bir gerileyiş.

Teknoloji dünyasında bir işten sıkılma eşiği vardır. Bu eşiğe gelene kadar piyasanın büyük oyuncaları parsayı toplar, bir daha ne fırtınalar ne depremler olursa olsun, ambarlarında ömürleri boyu yetecek yiyecek ve diğer ihtiyaçları bulunur. İşte Facebook’un tam da bu rolü oynadığı sıralarda Google+ piyasaya girmeye kalkıştı. Aslında kabul etmek lazım, Google Wave ve Google Buzz’a göre çok daha ciddi bir şekilde asıldı arama motoru devi bu işe ama yaz gelince kimse mont almaz hesabı, sınırlı davetiye ile uyguladığı arz eksikliği ortadan kalkınca klasik ekonomi kuralları işlemeye başladı (introduction to economics) ve insan enflasyonu karşısında Google+ bekleneni veremeyince bir hayli değersizleşti.

Birde işin etik boyutuna bakalım. Google malum vazgeçilmez bir arama motoru. Bunun sonucunda birisi hakkında Google search yaptığınızda, eğer bu insanın Google Plus hesabı varsa kişisel, kurumsal sitelerinin hepsinin önünde Google+ profili ortaya çıkıyor ilk sırada. Google+ biraz daha ciddi düşünülmüş bir sosyal ağ olsa bile, sosyal medyanın saygınlığı günümüz insanlığında “zaman geçirme” tadında algılandığı sürece (ki bunun dışında kullanabilen gerçekten çok az kişi var) Google search’teki ilk sıradaki bu profil ancak kişilerin imajını zedelemeye yarar. Bununla birlikte Facebook gibi rakiplerinin tarafındaysa olay haksız rekabetten başka bir şeye sebebiyet vermiyor ki, daha şimdiden dava kokuları alınmaya başlanmamış değil (seni seviyorum iki olumsuz).

Son olarak adres satırlarına çok takılırım ben. Google+, plus.google.com gibi bir subdomain’le benim gözümde 1-0 geriden başladı ve bu da yetmezmiş gibi, kullanıcıların kendilerine özel hazırladıkları profiller için de slash’tan sonra 4483962449000 gibi saçma sapan, sallama (üye numarası da olabilir ama umrumda değil) değerler atamaya başladı. Pazara yeni giriş için genel uygulama bu olsa da, Facebook’un halihazırda /username uygulaması ortadayken bu çağdışılık nedendir anlamak mümkün değil. Video’da da hatırlarsanız aynı şey olmuştu. video.google.com ne yaptılarsa tutmamış en sonunda Google, “kıroyum emme para bende” mantığıyla YouTube’u satın almıştı. Bu hesapla Plus da tutmazsa Facebook’u mu satın alacak? Biraz zor..

Sonuç olarak herkes iyi bildiği işi yapsın derler ya; jack of all trades’lik Google’ı sosyal medya işinde şu ana kadar kurtarmadı ve bundan sonra da dalgaların yavaş yavaş çekildiği kumsaldan çıkıp surf yapan bir sporcuya çevirebilmesi zor görünüyor. Daha oynanacak hangi kartları vardır bilmem ama Plus, Google’ın istediği seviyeye çıkarsa çok şaşırırım.

PS: Sen misin adsoyad.com adresimin önünde yarı aktif sallamasyon Plus hesabımı listeleyen? Kapattım gitti 😉

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir