İnkar ediyorum, öyleyse suçluyum?

Fransa parlamentosundan bugün, 1915 olaylarını inkar etmenin suç sayılacağına dair bir yasa geçti. Tamam can ciğer dostuz diyemeyeceğim ama Ermenilerle yeni nesilin yavaş yavaş anmamaya başladığı konuları bir üçüncü ülke olarak ısıtıp ısıtıp gündeme getirmeleriyle şu Fransızlar komik adamlar..

Olayların siyasi boyutlarına atıf yapacak kadar araştırma yapmaktan fazlasıyla sıkılacağımı bildiğimden rastgele olaylar sinsilesiyle birkaç karşılaştırma yapmak istiyorum. Şimdi en basit bir şey bulalım mesela ne olsun… Hah en uzun gece. Dün 21 Aralık’tı ve o mavi önlüklü (sizinki siyahsa yanmışsınız artık) ilkokul sıralarımızdan beri 21 Aralık en uzun gece diye lanse edilir bize. Bu gerçeği net olarak ölçebilecek bir babayiğit var mı aranızda? Atomik saatiniz ve/veya bilimum uzay teknolojisine sahip olanınız varsa bilemem ama okurlarım arasında böyle biri olduğunu düşünmüyorum -varsa bana ulaşsın-. Bununla birlikte 20 Aralık da 29 çeken Şubat’lı yıllarda (ki artık yıl olarak anılır öğretmennnnim) en uzun gece ünvanını ele geçiremez mi? Pekala geçirir.

Demek istediğim parlamentolar gibi konuya bulundukları konumlar gereği net olarak hakim olamayan azınlıkların, tarihe veya herhangi bir gerçeğe doğrudan müdahalesi “ne alaka” dedirten sorunlar doğurtabiliyor. Şimdi 21 Aralık’ın en uzun gece olmadığını suç sayan bir kanun çıksa, bunun kime ne faydası vardır sorarım size. Hadi faydayı/zararı da geçtim olay tam bir komedi olur çünkü yasak dediğimiz olgu insanların yanlış bir şeyler yapmaları üzerine kuruludur. Bir şeyi inkar etmek, siyasi boyutuna bilerek ve isteyerek yine girmiyorum ki bir şey yapmamak üzerine oynar ve “yavv sen niye şöyle yapmıyorsun” diye bir yaklaşım ancak kavga çıkartma diyaloglarının bir parçasıdır.

Olayların üçüncü bir ülke tarafından bu şekilde servis edilmesiyse bambaşka bir boyut. Hayır tamam orada yaşayan vatandaşlar, lobiler, Türklere olan tarihsel uzaklık, anı kurtarmalık seçim oyunları deniyor ama Avrupa’nın en ağır toplarından birinin üzerine vazife midir tanrı aşkına sorarım size.. İstanbul’da birçok Ermeni dostum var ve inanın insanların son bahsetmek istediği şey bu olayların tekrar tekrar ısıtılması. Açıkça öyledir veya böyledir demek istemiyorum ama ifade özgürlükleri göz önüne alındığında ister Türkiye’de ister Ermenistan’da isterse de Fransa’da, mantıklı hiçbir insan kendi milletine pozitif bir ayrımcılık bile yapıyor olsa böyle bir inkar yasasını çağdaş bir kafayla destekleyemez.

Boykotmuş, o iptalmiş bu iptalmiş.. Bizim kendimizi tatmin etmemiz açısından bir şeyler olacaktır ama Fransa halkına en ağır cezayı, kendi parlamentoları ifade özgürlüklerini kısıtlayarak verdi. Tarihi parlamentoda yazanları, sahneden yine tarih silecektir unutmayın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir