Alternatif F1 Heyecan(sızlık)ları

Efendim malumunuz; Formula 1’de 2011 şampiyonluğunu Sebastian Vettel Japonya GP’sinde ilan etti. 2004 sonrasında birkaç sezon hariç özellikle puanlama sistemindeki değişiklikler ve yeni kurallar sayesinde son yarışlara sarkarak heyecan katsayımızı arttıran şampiyonluk değişkeni 2011’de elimizden erken alınınca, biz izleyiciler de yarışlarda ne kadar şampiyonluk mücadelesinin yerini tutar bilinmez ama yeni heyecanlar arar olduk. İşte onlardan bazıları:

1- İkincilik mücadelesi
İnsanın doğası gereği midir bilinmez ama o gözler en tepeye bakmaya alışmıştır bir kere. Bir pilot şampiyonluğunu ilan edince de herkesin merak ettiği bir diğer konu aslında kimseye bir faydası dokunmayacak olan ikincilik olur. İşe biraz esprili yaklaşmak gerekirse “ikinci aslında ilk kaybedendir” sözü geliyor aklıma.. Her espride biraz gerçeklik payı yok mudur zaten? Şampiyonada ikinci olan pilotun sevinecek bir hali olduğunu kişisel olarak düşünmüyorum ben. Liderle arasındaki fark ne kadar fazla olursa olsun ileride bir gün “ben şu sene ikinci oldum naberr” gibi bir konusu geçmez bu hikayenin. Heyecanı da ona keza. Her zaman kazanan hatırlanır ve nokta.

2- Garip rekorlar
“En yaşlı lider gitme rekoru, bir sezonda en çok ceza alma rekoru, en genç bilmem ne rekoru…” Arkadaşlar bunları tek tek hesaplayan kim var sorarım size? Şöyle bir geçmişe dönüp baktığımızda “yav ‘97 sezonu da ne sezondu.. Bizim Kanada’nın gururu Villeneuve de ne genç adamdı, Schumacher madrabazını eze eze nasıl da şampiyon olmuştu. Hele kırdığı en genç bilmem ne rekorları offf yarıştan heyecanlıydı” gibi bir ifadeyle karşılaştığınızda tek odaklanacağınız nokta sadece Villeneuve’ün nasıl şampiyon olduğudur bence. Diğer rekorları en az örnekteki içerik kadar sallamasyon ve üzerinden nerdeyse 15 yıl geçtikten sonra bir o kadar da gereksizdir. Bu arada Villeneuve’ün kırdığı ve kıracağı tek rekor da single çıkaran ilk F1 pilotu olmasıdır ki bu da ayrı konu. Haa birde tek sezonda en çok yarış kazanma ve/veya pole alma gibi şeyler var.. Her yıl yarış sayısının değiştiği F1 dünyasında oran bazında hesaplanmadıkça sadece komik hepsi. Buna puanlama rekorları da dahil.

3- Transfer piyasası
Benim için en heyecanlısı bu. Hatta transfer piyasası olmasa başlıkta “heyecan(sızlık)ları” yerine direk “heyecansızlıkları” derdim. Gelecek yıl kimin hangi koltukta olacağının tartışıldığı renkli bir alan olan transfer piyasasının en sağlam topları da kuşkusuz ilk üç takım. Ama ne yazık ki 2012 için kadroları gayet net olan üç silahşörler dışında bu yıl bireysel olarak sadece Kimi Raikkonen’i gözleyebiliyoruz. Williams’a gelir mi gelmez mi tartışmaları eşliğinde büyük ihtimalle Brezilya’yı (belki de daha sonrasını) göreceğiz ki aman görelim. F1 deyince hala içimizde bir şey kıpırdasın bir zahmet. Onun dışında orta sıralarda da git geller olacaktır tabi. Bakalım..

4- Yeni parçalar
Mevcut sezona havlu atan takımların tek amacı gelecek yıl için çalışmak oluyor kuşkusuz. Eh test imkanlarının da bir hayli sınırlandığı şu yıllarda pist üzerinde yeni parçalardan alınacak geri dönüşler, takımlar için hayati önem taşıyor. Ama gelin görün ki fiziksel olarak bunlara çok takılanlar var.. Yok efendim Ferrari biraz daha uzun bir burun kullanmış seneye de bu görülecekmiş, Newey parçalarını göstermezmiş, acaba o flap yeni miymiş, bu aynanın burada ne işi var…. Durun yav azıcık. Tamam bunlar profesyonel bakışlar altında elbette anlamlandırılabilir ama düz izleyici sadece fiziksel değişimleri algılayacak teknik bilgiye sahiptir. Bunun için yaratılan heyecan ancak DRS’le yapılan suni geçişlere benzer. Haa illa yapacaksınız da grid girl’lerin giyselerini falan tartışın. En azından moda dünyasının bir neferi olabilirsiniz bu sayede.

İşte F1’de son birkaç yarıştır takıldıklarımız bunlar. Elbette listemin dışında gelecek yılın takvimi vb birçok şey var ama demek istediğim nokta şampiyonluk mücadelesinin bittiği gün Formula 1’den çok şey eksiliyor. Kişilerle alakası yok. 2004’te Schumacher, 2011’de Vettel veya 2015’te Massa (yok artık :)) farketmez. Şahsen sevdiğim, desteklediğim ve sadece o pilotun domine ettiği bir sezondansa son yarışlara kalan ama hiç ama hiç tutmadığım bir pilotun şampiyonluğuyla biten bir sezonu tercih ederim. Son iki grand prix’nin; pardon test seansının tadını çıkarın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir