Singapur’da Şapkadan Çıkanlar

Formula 1’de bir yarışı daha geride bıraktığımız şu günlerde Sebastian Vettel’in şampiyonluğunu ilan edememiş olmasına rağmen, kalan beş yarışta alacağı sadece 1 puanın kendisini mutlu sona ulaştıracağı gerçeği ışığında artık başka şeylere göz atmanın faydalı olacağına inanıyorum.

Lewis Hamilton…

F1’deki çaylak sezonunda şampiyonluğu son yarışta kaptıran, şu ana kadar takım arkadaşının ardında tek bir sezon bile geçirmeyen İngiliz pilotun hali bana kalırsa içler acısı. Psikolojik anlamda büyük çöküntüler içinde ve kendisine karşı alınan tüm kararları negatif bir şekilde okuyup, yıl içinde konuyu ırkçılığa götürecek kadar alıngan. Bunun yanında takım arkadaşı Jenson Button’sa, uzun yıllar üzerine yapışan “kontrollü agresif” imajını bana kalırsa en iyi gösterdiği yıllardan birini yaşıyor ve tam da bu sebepten Hamilton’ı, bulunduğu noktanın daha da gerisine itiyor.

Kimse yanlış anlamasın; Lewis Hamilton grid’te saygı duyduğum ve yeteneğine hayran olduğum sayılı isimlerden biridir. Singapur’da, Massa ile yaşadığı temasın ardından kırdığı kanadı ve aldığı cezaya rağmen, ceza almayan Massa dokuzuncu olurken Hamilton damalı bayrağı beşinci sırada gördü. Bu yeteneğinin en büyük kanıtıdır ama sebep olduğu olay da, agresifliğinin ötesinde tamamen yaşadığı çöküntülerin kendisine armağanı diye düşünüyorum. Massa’ya biraz daha temiz bir atak yapan bir Hamilton’ın, Singapur’da kürsüde olamayacağını düşünen var mı?

Hamilton tarzı bir diğer pilotta Michael Schumacher’di Singapur’da; hatta 2011’de. Net sonuçlar alma ihtimali azaldıkça İngiliz pilot gibi yedi kez dünya şampiyonu da kendisini yoğun bir agresiflik içerisine kaptırmış gibi duruyor. Rosberg-Perez mücadelesinden faydalanmak isterken Mark Webber’in geçtiğimiz yıl aracının havalanmasına kadar varan korkutucu kazasının bir benzerine Singapur’da karışan Schumacher’in hamlesi de büyük ölçüde “sıkıntı” içeriyordu. Kazanmak yerine puan alma hattının girişinde böyle hırslı bir pilot kalırsa ve elinden geleni yarışa aktaramayan bir araçla pistteyse, heyecan açısından geriye de başka da bir seçenek kalmıyor doğrusu. Schumacher sıkıldı ve en iyimser hamlesini yaptı. Yarışı orada bitti, belki de kendisi ancak bununla eğlendi.

Birde transfer piyasası hareketliydi sanki bu hafta..

Kimi Raikkonen mesela. Bugüne kadar iddiasız bir takımda yarışması pek mümkün gözükmeyen Raikkonen’in, hafta içerisinde Williams fabrikasını ziyaret etmesi, Williams’ın 2012 için Renault motoru ve daha iddialı olabileceğinin göstergesi iken, daha ağır basan nokta bana, Fin pilotun 2013 için boşalacak olan McLaren ve Red Bull koltuklarına olan ilgisinin F1 deneyimsizliğine kurban gitmemesi gibi geldi. Bir sene Williams gibi bir takımda eski formuna kavuşup 2013’te her yönden güçlü bir dönüş gayet mantıklı.

2013’teki bir diğer popüler boş koltuk, Raikkonen ile anmadım ama Ferrari’nin ikinci koltuğu olacak kesinlikle. Bugüne kadar Perez, Bianchi gibi isimler Massa’nın yerinin üzerinde akbaba misali uçuşurken bu hafta Jenson Button’ın da Ferrari ile doğal olarak ilgilenmesi bence harika bir gündem. Ferrari’nin yıllardır Massa ile gerilere düştüğü markalar şampiyonasında, Alonso’nun yanında Button gibi bir silahı olursa çok daha iyi sonuçlar alacağıysa aşikar ve birinci/ikinci pilot uygulamasına göre son yıllar için çok daha akılcı.

İşte bir Formula 1 haftasını böyle geçirdik. Singapur’da şapkadan çıkanların yanında şapkadan çıkmayan ama pratikte garantilenen Vettel’in şampiyonluğunu şimdiden tüm taraftarları ve destekçileri adına kutluyorum. Evet heyecanlı bir sezon geçirtmedi Vettel ama ortada olan başarı da tek kelimeyle şapkadan çıkma değil, şapka çıkartmalık.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir