Sezon Silverstone’da başlıyor mu? Bitiyor mu?

Sezonun dokuzuncu grand prix’si için sezonun başlangıcı veya bitişi diyebilmek ne kadar garip değil mi? Normalde (ya da beklenen koşullarda) Silverstone olsa olsa sezon ortası olur, orada burada bolca gördüğümüz sezon ortası raporları yazılır ve heyecan kalan grand prix’lerle devam edip giderdi..

Ancak 2011 sezonu için Silverstone, yeni bir başlangıç ya da erken bir finale gebe gibi duruyor. Geçtiğimiz haftalarda 2011 sezonunun değişikliklerinin suni bir gündem yaratmasıyla ilgili olarak “Suni Sezon: 2011” başlıklı bir yazı yazmıştım ve sezonu (bana göre) suni hale getiren etmenlerden biri de tabi ki Red Bull Racing idi.

Sıkıcılık katsayısını saymazsak aslında Silverstone’un beklentileri Valencia’da koşulan Avrupa Grand Prix’sinde, motor haritalandırılmasının sınırlanmasıyla başladı. FIA’nın 2005 yılında Michael Schumacher & Ferrari denkleminin dengelerini bozmak için ortaya attığı bir dizi kural değişikliği ve/veya yasaklamaların bir benzerinin de, 2011’in ikinci yarısında da Red Bull için düşünüldüğünü söylesek yanlış olmaz diye düşünüyorum.

Peki nedir bu değişiklikler ya da yasaklar? Temel olarak az önce değindiğim ve Valencia’da gördüğümüz motor haritalandırılmasının sıralama turları ve yarış için değiştirilemeyecek hale getirilmesi ve Silverstone’dan itibaren geçerli olacak ve blown difüzör olarak anılan, pilotun gaza dokunmadığı anlarda da motorun difüzöre egzoz gazı yollamasıyla aracın downforce kazanmasına sebep olacak sistemin kaldırılması olarak nitelendireceğimiz iki değişiklikten en fazla Red Bull’un fayda sağladığını söylememe gerek yok sanırım.

Ama burada unutulan bir nokta var ki o da; Red Bull’un deyim yerindeyse fazla “aşmış” bir araca sahip olması. Elbette bu üstünlük çerçevesinde mantıken RBR araçları, diğer araçlara oranla saniyenin bilmem kaçı oranında daha büyük bir kayba sahip olabilir ama resmin tamamına baktığımızda Adrian Newey tasarımının çok daha büyük çıkarımlarının olduğu da ortada.

Motor hartalandırmada beklenen değişimin gelmemesi gözleri kuşkusuz Silverstone’a, blown difüzörlerin kaldırılışına çevirdi. Ancak görünen o ki Red Bull Racing’in gövdesini sarsmak için birkaç yasaklamadan fazlasına ihtiyaç var ve bu, en iyi ihtimalle Ferrari ve McLaren gibi takımların belki de son kozlarını oynayacakları Silverstone’da gerçekleşecek veya gerçekleşemeyecek.

Yeni kurallar vb bir yana, 2011’de şu ana kadar liderlik için bir rekabet izleyemedik. Silverstone’da ya bu tablo değişmeden, Vettel’in adım adım şampiyonluğa uzanacağı erken bir finale bizi taşıyacak ya da 2010’un ikinci yarısında olduğu gibi her şey yeniden başlayacak. Ne dersiniz; sezon Silverstone’da başlıyor mu? Bitiyor mu?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir