Senna (2010)

Ayrton Senna ismini Formula 1’i takip edip de duymayan yoktur sanırım. Tarihte Brezilya’nın yetiştirdiği en iyi pilot olarak bilinmekle birlikte birçok Formula 1 otoritesi tarafından da dünyanın en iyisi kabul edilen Brezilyalı pilotun hayatı, 2010 yapımı bir belgeselle karşımızda.

Öncelikle 1984-1994 tarihleri arasında Formula 1’de boy gösteren Ayrton Senna’yı tanıma fırsatı yakalayamamış ben ve benim gibi birçok Formula 1 meraklısına, efsane pilotun Formula 1 macerasını böyle bir yapımla anlatmak gerçekten büyük bir hizmet. Bugün sporun rekorlarını incelediğinizde hala ismine ait bir şeyler bulabileceğiniz, onun da ötesinde tüm zamanların en iyi pilotu olarak kabul edilen bir yarışçının hayatını gerçek görüntüler eşliğinde takip edebilmek harika bir duygu.

Belgesel Ayrton Senna’nın başarılar yakaladığı Brezilya’dan Avrupa’ya gelişiyle, daha doğrusu 1984 yılında Formula 1’e ilk adım attığı Toleman-Hart takımındaki hikayesiyle başlıyor. Çaylak bir pilot olmasına rağmen o zamanın en ünlü pilotlarından Alain Prost’la çekişmeleri ve akabininde yağmurlu Monaco GP’sinde ikinciliğe kadar yükselip FIA’nın tartışmalı bir kararı sonucu Prost’a galibiyeti armağan etmesi de Senna’nın ilk yılına ait ilginç detaylardan.

İlerleyen dönemde Lotus-Renault’ya katılan Senna’nın yetenekleri kendini iyiden iyiye göstermeye başlayınca Brezilyalı pilot 1988 yılında Alain Prost’un takımı McLaren’a katılıyor. Burada geçirdiği 6 yılda, kariyerinin üç şampiyonluğuna da imza atan Senna, Alain Prost’la da tarihin belki de en problemli takım arkadaşlığı periyodunu yaşıyor. Belirli bir noktadan sonra McLaren’ın desteğini alsa da dönemin Fransız FIA başkanı Jean-Marie Balestre açıkça Fransız Prost lehine kararlar veriyor ve bu kararlar adil bir durumda Senna’nın fazladan iki şampyonluğuna mal oluyor.

Alain Prost’un Ferrari’ye geçmesinin ardından 1990 ve 1991 yıllarında şampiyonluğa uzanan Brezilyalı pilot, 1992 yılından itibaren Williams’ın geliştirdiği elektronik sistemlere yenilmeye başlıyor. Alain Prost’un da Ferrari’den Williams’a geçerek elde ettiği şampiyonluğun ardından Williams’ın daveti -ve Prost’un tekrar takım arkadaşı olmamaları adına zorunlu emekliliğe ayrılmasından sonra- üzerine McLaren’dan ayrılıyor ve 1994’te Williams’a geçiyor. O yıl elektronik sistemlerin yasaklanmasıyla kendini McLaren’dan daha kötü bir takımda bulan Senna için işler olunda gitmiyor ve Imola’da 1994 San Marino Grand Prix’sinde geçirdiği kaza sonucu hayatıı kaybediyor.

Kendini bu denli Formula 1’e adamış ve spora gelecekte de belki birçok katkı yapabilecek bu doğal yeteneğin kaybı tabi ki herkes için acı verici ancak olaydan 16 yıl sonra böyle bir belgeselin hazırlanarak Formula 1 severlere sunulması da, başta dediğim gibi çok faydalı olmuş. Yeni neslin ismini hala duyduğu, otoritelerin aradan geçen yıllara rağmen yerine kimseyi koyamadığı Ayrton Senna’yı tanımak adına hazırlanmış 3 saate yakın bu başyapıtı kaçırmamanızı öneriyorum.

Son olarak aynı grand prix’nin sıralama turlarında hayatını kaybeden Roland Ratzenberger’i de Senna’yla birlikte saygıyla anıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir