Apple iPad İncelemesi

Kimine göre son zamanların en devrimsel cihazı, kimine göreyse özellikle iPhone sahipleri için gereksizlik abidesi. Açıkçası aktif olarak kullanmaya başlayana kadar kendimi ikinci önermede kabul edebilecekken, güzel bir yılbaşı hediyesi olarak iPad sahibi olunca gerek fikrimin değişmeye başlaması, gerekse de yeni neslinin yaklaştığı şu günlerde cihazı satın alıp almama konusunda kararsız kalanlara yol göstermesi anlamında iPad’i olabildiğince tarafsız inceleme gereği duydum.

Öncelikle elimdeki iPad’in, 16 GB’lık Wi-Fi ve 3G’li model olduğunu söylemekte fayda görüyorum. Yapısal anlamda birbirlerinden farkı sadece 3G’li modellerin sim kart girişi ve üst taraflarındaki plastik bölüm bölüm olduğunu düşündüğümüzde ürünü seçerken tasarımdan çok ihtiyaçları belirlemek gerktiğini düşünüyorum. Malumaliniz hediye olduğu için benim pek bir seçim şansım olmadı ama iPhone’un kapasitesini 5 GB’ın üzerinde dolduramayan biri olarak 16 GB’lık iPad’in de kendim için fazlasıyla yeterli olduğunu gördüm. Filmlerinizi-dizilerinizi koltuğun karşısına kurulup HD formatında izlemek yerine iPad’e izlemeyi tercih eden tiplerden değilseniz zaten o kapasiteyi fotoğrafla müzikle doldurmanın imkanı pek yok. Gerçi doldurulacak malzeme bulunur ama tüm arşivi yanınızda taşımanın kullanışlılık anlamında da sorunlar yarattığını kabul etmek lazım.

Kapasiteden sonraki seçim aşamasının en önemli değişkeni tabi ki sadece Wi-Fi’lı veya Wi-Fi + 3G’li modeller. Bu konuda dikkat edilmesi gerekn nokta, cep telefonunuza tanımlanmış data pekedini iPad ile kullanamamanız. “Ben iPhone 4 sahibiyim, her ay data pakedim var, ikisi de micro sim kullanıyor, kartımı ondan çıkarır ona takarım” gibi düşünceleriniz varsa derhal kafanızdan uzaklaştırın çünkü operatörler iPad için ayrı peketler hazırlamış durumdalar ve iPad’in (en azından Turkcell için) konuşma kartızdaki interneti kullanması engellenmiş durumda. Teknik anlamda mümkün müdür bilemiyorum ama operatörler ayrı paket varken mevcut kartınızı iPad ile kullanmanıza izin vermiyor. Bu bağlamda yine hediye seçeneğini bir kenara bırakmış olsaydım kesinlikle tek Wi-Fi’lı modeli tercih ederdim ki zaten iPhone gibi bir cihaz Windows veya Mac ile kartın internetini paylaşabiliyor. iPad için tamamen kendisine özel bir internet pakedi aynı şeyi iki defa satın almaktan başka bir şey değil.

Birazda içeriğinden bahsedelim. Türkiye’ye gelen modeller Chrismas civarı çıkan iOS 4.2.1 işletim sistemini içeriyor. Game center vb iOS 4.2 güncellemelerinin tamamını içermesinin yanı sıra iPad’e özel ana ekranın da çevirdiğiniz yöne dönmesi gibi güzellikler içerisinde mevcut. Ama “iPad’i, iPad yapan ne” diye soracak olursanız kesinlikle klavyesi derdim. iPhone ile 2007’den beri boşluk tuşu yerine z-m’ye basan, kac kelime düzelten ben, iPad ile daha ilk kullanımda büyük bir rahatlık yaşadım. Hatasız gidilmesinin yanı sıra, özellikle yatay kullanımda elinizde gerçek bir Q klavye varmış gibi zamanla hızlanmanızı da gözlemleyebiliyorsunuz. Mail, internette surf ve Twitter gibi uygulamalarda bir bilgisayarın rahatlığını yaşamanız, kuşkusuz bu uygulamalarınız için artık iPad’in size yeteceğini işaret ediyor. Home tuşuna basıp slide to unlock yaptıktan sonra her şey karşınızda iken neden Windows’un açılmasını bekleyesiniz ki?

Uygulamalar konusunda da ilk nesil iPad bir hayli başarılı. Kendisi için tasarlanan ve genelde “HD” ekiyle tasarlanan ve uygulama fiyatının yanındaki “+” dan da anlaşılabilen uygulamaların yanı sıra, App Store’daki tüm iPhone ve iPod Touch uygulamaları da iPad ile çalışıyor. Üstelik ekranın köşesindeki 2X tuşuyla o küçücük programları tam ekran yapmanız da mümkün. A4 zaten Apple’ın güncel olarak iOS cihazları için kullandığı en üst işlemci olduğundan herhangi bir takılma vb olumsuzluk söz konusu değil. Multitasking’te özellikle iPhone 3GS’in suyunun yavaş yavaş ısındığı düşünülürse iPhone 4 gibi iPad de, iOS 4.x’in hakkını fazlasıyla veriyor. Ram konusundaysa 256MB’lık ram’i şimdilik iyi görünse de muhtemelen gelecek iOS sürümlerinde iPhone 4’ün 512’sine karşı biraz geri kalabilir.

Satın alma kararını çoğu kişinin beklediğine eminim. Şubat 2011 civarı tanıtılması beklenen iPad 2 (veya adı ne olursa ikinci nesil iPad) kuşkusuz çok daha donanımlı olacak. Retina display, FaceTime için kamera, Apple A9 işlemci ve gelişmiş bir ram ilk sızan bilgiler ama kuşkusuz ilk nesli bu kadar geciken bir cihazın ikinci neslinin ülkemize gelişi de en az bir 6 ay gecikmeli olacaktır. Fiyat anlamında bakacak olursak da iPad şu an İngiltere’de satılan daha uygun bir fiyata ülkemizde satılıyor ve iki yıl garantisi var. Benzer şekilde %20 ucuza alabileceğiniz ABD pazarını da düşündüğümüzde yine iki yıl garantinin aslında bu fiyatın daha fazlasını hak edebileceğini (hatta çoğu üründe eklendiğini) görebiliriz. iPhone sahibiysenizse evet kabul ediyorum iPad ilk bakışta biraz fazlalık gibi geliyor ama koltuğunuza/yatağınıza kurulup iPad’in yaşattığı deneyimi tattığınızda ne notebook’a ne de iPhone’a ihtiyacınız kalıyor. İşinizi, gayet rahat bir konumda ve hızda çözebiliyorsunuz. Tam bir mail, surf, sosyal ağ ve eğlence cihazı. İhtiyaçlarınızı ve kullanım alanınızı bildiğiniz takdirde ülkemizde avantajlı sayılabilecek fiyattan satılan sayılı ürünlerden biri iPad. İkinci jenerasyon mu? O güne kadar kim öle, kim kala. Şu anın tadını çıkarmaya bakın. 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir