Almancı Otomobili Belirtileri

Efendim şu Almancıların başlı başına incelenmesi gereken bir kültür olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. Hatta birçoğumuzun ailesinde bunlardan bulunur da. Lakin kültür bazında inceleme yapamayacak kadar araştırmam olmadığından otomobilleri üzerine bir kaç şey karalamak istiyorum. Ayrıca benim ailemde de yarım düzineye yaklaşan sayıda bu insanlardan hatta çekirdek ailelerden olduğunu peşinen söyleyeyim de savuracağım tek tük olumsuz görüşlerini direk başkasına söylüyor demeyin. Hatta ben bile zorlasam Almancı olabilirdim de neyse bu ayrı mevzu.

Özellikle yaz aylarında bu araçlardan piyasada çok görürsünüz. Hele otoyollarda artık Türkiye plakalı araçlardan çok Almancı arabası vardır (bu arada Almancıdan kasıt genişledi biliyorsunuz tüm Avrupa’daki Türklere Almancı diyorlar bende uyuyorum bu modaya). Kendilerine özgü o kadar yanları vardır ki bunların maddeleyerek gitmek istiyorum..

1) Port bagaj: En olmazsa olmazı bu bence. Almancı araçlarının %80’inde vardır iddia ediyorum. Mezar arayan tabut gibi bunları tepede taşırlar dururlar. E iyi taşısınlar diyeceksiniz ama iyi değil. Altlarındaki en küçüğü vagon tarzı arabadan tutun da suv’ler, 4×4’ler yani küçük bir araba yok. Tamam, çok eşya taşıyorsunuz biliyoruz da o tabutun aman port bagajın içini de biliyoruz, öyle çok ahım şahım bir şey değil. Anca büyük bir valiz kadar alır ki sen ortalama 3000 km’lik yolda bir valizlik yere kaldıysan zaten yanmışsın hemşerim.

2) Hız: Yıllarca Avrupa’da, Türkiye’deki örneklerine oranla benzer işe karşılık tonla parayı kaldıran Almancımız doğal olarak altına en kral arabayı çekmiş, Türkiye’deki akrabalarına, eşine dostuna hava atmayı kafasına koymuştur. Eh, 2.0’dan başlayan silindir hacimli otomobilleri otoyollarda 200 km hızla süzülürken kendilerini güzel belli ediyorlar doğrusu. Aerodinamik port bagajları da hiç hızlarına engel olmuyor ne hoş..

3) Yeşil yuvarlaklar: Bu direk Almanya’nın yeni araçlarında var. Artık çevrecilik o kadar yürümüş ki şehrin bazı yerlerine otomobilleri emisyon oranına göre alıyorlar. Yeşil yuvarlak on camınızdaysa her yere dalabilirsiniz, sınavı geçtiniz. Yeni arabanız da hayırlı olsun.

4) Plakalar: Bu tabutlardan biraz daha yakın temas gerektiren bir yöntem. Aracın plakasına yanından geçerken bakarsınız, mavi bolümde D, F, BG, GB, GR tarzı yazılar ve tepede yıldızları gördünüz mü tamamdır. It’s an “Almancı”.

5) Sinyaller: Bu özellikleri önünde öncelikle saygıyla eğiliyorum. Avrupa kültürü işte bu olsa gerek diyip konuyu açıklıyorum. Şerit değiştirmeler başta olmak üzere adamlar en kör, ıssız yolda bile sinyal veriyor kardeşim. Bu kadarı olmaz dercesine. Hatta İstanbul’da geri park ederken birini gördüm ki artik yuh çektim. Adam paralel park yaparken geri bakıyor ve insan mantığına uygun şekilde geri bakarken sol yerine sağ sinyali açıyor. Eh be amcacım geri geri tersin dönmüş senin gel sen Türk usulü dörtlüleri yak park ederken anlaşalım yani.

6) Kısa farlar: Bu da, Türkiye’deki “farım da açık yolum da” kampanyasına benziyor. En güneşli günde bile ışıkların açık olması olayı fazla açıklamaya gerek yok. Gündüz için sadece tek gidiş-geliş için iyi kalanını salla.

Evet, Sayın Almancı gözlemcileri bu 6 maddeden birini gördüğünüzde anlayın ki bir Almancıyı fark ettiniz demektir. Başınız göğe erdi, sevinebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir