Formula 1’in 2010 Çehresi

F1 2010 Preview‘da, yeni sezonda bizi nelerin beklediğinden bahsetmiştim. Michael Schumacher’in dönüşü, yeni takımlar, değişen kurallar falan heyecanlı bir sezonu işaret ediyordu aslında. Ta ki Bahreyn Grand Prix’sine kadar.

2010 Bahreyn GP’si, kağıt üstünde olanlarla gerçeklerin ne denli farklılık gösterebileceğini üzülerek söylüyorum ki bizlere bir daha ispatladı. Ve anlayacağınız gibi yazının devamında sizlere bu olumsuzluklardan bahsedeceğim.

Öncelikle herkes için geçerli olan yakıt ikmali yasağıyla başlayalım. Aslında bu uygulama pazar gününe kadar birçok kişinin gözünde iyi bir yer edinmişti. Pit stop kazalarının azalması, sıralama turlarının tüm seanslarında minimum yük, maksimum hızla turlar atılması, yine pit stop’ların 4 saniye gibi sürelere inmesi falan filan derken olmuştu bu yani. Ama gelin görün, pazar günü bir yarış başladı ki sormayın. Pistte tam anlamıyla 24 tane kağnı arabası vardı. Bahreyn’in yeni yapısında sıralama turlarında görülen ortalama 1 dakika 55 saniyelik dereceler yarış başladığında 2 saniyenin biraz üzerinde idi. Heyy arkadaşlar Formula 1’den bahsediyoruz, ortalama iki tur arasında en az 5 saniye fark olur mu? Hadi yarış şartları herkes için geçerli falan bahanesine sığınılacak şimdi ama peki geçiş yapılamamaya ne dersiniz? 2009’da bu konuda tam biraz yol kat edilmişken 2010’daki dolu depolar onlarca yıl geriye götürdü sporu. Ne strateji yapılabiliyor ne de pitte geçişler. O zaman yarış da sıralama turları gibi olsun da bari en hızlı turu atan kazansın. Nasıl olsa onlarca tur döndükten sonra da sonuç değişmiyor..

2010 sezonunun ikinci ayak bağı da yeni takımlar. Lotos, HRT ve Virgin sıralama turlarında birinci sıradaki pilottan tam tamına 9 saniye yavaştılar! Az önce beş saniye önce yazdığımı bir daha okuyalım; “Heyy arkadaşlar Formula 1’den bahsediyoruz, ortalama iki tur arasında en az 5 saniye fark olur mu?” dokuz için başka sözüm yok hakim bey. Yine 2009’a atıf yapmak gerekirse 1,5 saniye gibi bir dilimde 20 pilot sıralanıyordu. Aynen bu da zorlu çabalarla kazanılmış geçişler gibi uzun yıllar boyunca düşürülen bir rakamdı ve eskiden de maksimum 4-5 falandı. Şimdi ne oldu? Hem o çabalar hiç edildi, hem de eskiden bile daha vahim bir konuma gelindi. Ayrıca bu 9 saniye yavaş ekiplerimiz aynı Bahreyn GP’sini koşan GP2 Asya serisinin liderinden de yavaştılar. Formula 1’in imajı için ne büyük ayıp siz karar verin.

Özellikle yeni takımların bazılarının otomobilini ilk kez Bahreyn’de çalıştırması geleceğe yönelik elbette bir miktar performans artışı gösterecektir ama full depo ile yarışa çıkma fikri gerçekten Lewis Hamilton’ın dediği gibi otobüs kullanmaya (bizim için de otobüs izlemeye) benziyor. Tasarımlar, hesaplamalar falan 2010 yılında bu kuraldan geri dönülmesi biraz zor ama bu şekilde devam edilmesi de motorsporlarının zirvesine gerçekten yakışmayacaktır. Umarız Formula 1’in önde gidenleri gelecek yarışlarda heyecanı arttırmak adına en azından kısa vadeli çözümler yaratabilirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir