İyi Uykular

Boş boş kanal gezerken sıra yine umudum belgesel kanallarında.. Discovery’de Bear Grylls gene olmadık böcekleri yiyor, Animal Planet maymunlara bağlamış, Science Mythbusters’ın milyonuncu tekrarında, Travel&Living sorunlu çocukları işliyor (aman ne ilgi çekici), ID için paketimiz yetmiyormuş direk geçiyoruz aa o ne Da Vinci Learning!

Her zaman çekilmese de geçen haftalarda tam Adam Fawer’ın Empati’sini okurken benzer bir konuyu işlemiş ve benim için TV rekoru sayılabilecek bir yarım saatimi bağlamıştı. Evet, çok çoluk çocuk programı yapıyor ama Empati ile sanki 12’den vurmuştu beni.

Bu defaki konusuysa uyku ortamı. İlla bir adım önde başlayacak ya, bu seferde tam esnerken yakaladı beni Da Vinci Learning. İster istemez ilgi gene oraya kaydı ve kumanda parmaklarımın arasından adeta akıp gitti. Adamlar araştırma yapmış, yatak odaları (özellikle tek kişilik formatta yaşayanlar için) bilgisayar, çalışma araç gereçleri, telefonlar ve bilimum rutin hayatımızın vazgeçilmezleri yatak odamıza toplanmışlar. Bunlarla birlikte odalar da kendi kendilerine yaşayan varlıklarmış gibi dağılmış, rastgele düzenlenmiş ve açıkçası çığrından çıkmışlar. Esas konuysa burada başlıyor. Acaba tüm bu eşya fazlalığı ve düzensizlik uyku kalitemize nasıl etki ediyor?

Kolayca anlaşılacağı üzere negatif yönde etkiliyor. Ama sırada neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyip mükemmele yaklaşmak var.

Öncelikle fazla eşyalardan başlıyoruz. Yukarıda saydığım bilgisayar ve çalışma araç gereçleri psikolojik olarak insanı çalışmaya, dolayısıyla yorulmaya ittiği için kapı dışarı ediliyorlar. Aynı şekilde cep telefonları da her ne kadar zararları henüz kanıtlanmasa da gece oda dışarı edilmesi gereken teknolojik oyuncaklardan. Eee nede olsa sağlam bir komplo teorisi potansiyelleri var değil mi?

Size yorgunluk hissettiren nesnelerden sonra sıra oda düzeninde. Malesef peşinen söylemem lazım ki odanızı derhal toplamanız gerekiyor. Orada burada atılan giysiler, çeşitli eşyalar derken herkes kontrolden çıkmış oda görünümünü az çok kafasında canlandırabiliyordur eminim. İşte bu manzarayı (zor olacak biliyorum ama) odalarımızda görmememiz uyku kalitemizi arttırıyormuş. Deneyenlerden geri dönüş bekleyerek devam ediyorum.

Düzenin ardından odanın konumu var. Bahsimiz sadece uyumak olduğundan sadece yataklardan bahsedeceğiz. Yatağımızın baş tarafı evin en sıcak duvarına dönük olmalıymış efendim. Özellikle soğuk kış günleri buz gibi duvara yakın olan kafamız bir diğer uyku kalitesini düşüren etmen imiş. Diğer konum önerileri için dalgacı bir tavsiye ile Feng Shui’ye başvurmamız öneriliyor ki bu oda toplamaktan bile ağır bir top bana göre. Son olarak çarşaf renklerinin kırmızı olmasının da bazı pozitif etkileri olduğu kanıtlanmış.

Tek tek saçma gelen bu önerileri boş bir günde denemek lazım. Kim bilir birlikten kuvvet doğar misali belki bazı farklar yaratabilirler. Yaratmazlarsa da izlemeye değer bir programdı, belki iyi anlatılmadı ama yaşandı 🙂 Hepinize iyi uykular!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir