OlasılıkSız

Not: Bu yazının spoiler içermemesi için özel bir çaba harcanmamıştır.

Bu sitede bir kitap tanıtımına rastlama ihtimali nedir? Binde bir. Peki bir süpermarketten kitap alma ihtimaliniz nedir? O da baya düşük. Peki markette dergilere bakarken en alakasız yerden tek bir kitabı üzerinize doğru kendini atma ihtimali nedir? Kitabın tabiriyle olasılıksız. Ama yine kitabın dediği gibi ne kadar ihtimaller tersini söylese de rakamlara fazla inanmamak lazımmış.

Üzerinize atlayan kitabı yerde bırakıp raflardan daha sakinini çekmenizle (ki umarım siz daha farklı bir ortamda tanışırsınız kendisiyle) başlayan bir hikaye bu. Adam Fawer’ın yazdığı OlasılıkSız (Improbable) kitabı ve okumayı sevmediği halde kendisini alışveriş arabasına atan benim öyküm.

Öncelikle bir kitabı çekici yapan şu arka kapağındaki yazılardan bahsetmek istiyorum. Kitaptan birkaç detay ve belirli otoritelerin görüşlerini içeren bu bölüm bana kalırsa kitapların satışlarının yegane arttırıcısı. Tabi ki OlasılıkSız’ın onca zaman çok satan listelerinde yer almasının da bundan sonraki dönem için katkısı büyük ama buralara gelişindeki arka kapak çekiciliğini göz ardı edemeyiz. Her zaman bir yerlere link veriyorum sonra da ölüyorlar falan, yazının anlatmak istediği ortada kalıyor. O yüzden bu defa copy/paste ile eşeği sağlam kazığa bağlama niyetindeyim. OlasılıkSız’ın arka kapağı tam olarak şu şekilde;

“BİTİRMEK İÇİN YARINI, BAŞKASINA ANLATMAK İÇİN BİTİRMEYİ BEKLEMEYECEKSİNİZ.
‘Olasılıksız demek yetersiz kalacaktır. İnsanı adeta büyüsü altına alan bu hikayede, Adam Fawer, bilim, felsefe, entrika ve maceradan ortaya bir başyapıt çıkarmış.”
Clive Cussler

‘İlk cümleden itibaren bağlanıp kaldım; sayfaları, floş royal tutturmaya çalışan bir kumarbazın kartlarını açtığı gibi çevirdim. Olasılıksız, insanı düşündüren matematik teorilerini ve maceranın albenisini dahice birleştiren, okura Michael Crichton ve Robert Ludlum’u hatırlatan bir kitap. Gerçekten kaçırılmaması gereken bir zevk.’
Ben Mezrich, ‘Mekanı Batırmak’ ve ‘Çirkin Amerikalılar’ın yazarı

‘…hikayenin sonunda, bir yandan şizofreninin gerçek nedenlerini düşünürken, bir yandan da tek bir hareketin bir insanın hayatını ne kadar değiştirebileceğine şaşırıyor olacaksınız. Olasılıksız, beğeniceğinize gözümüz kapalı iddiaya girebileceğimiz bir kitap.’
People

Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı anlamı olabilir mi?

Siz hiç Loto’da büyük ikramiye kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?

Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün paranızı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı, yoksa geleceği mi görüyorsunuz?

Eğer siz de kontrölün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘Olasılıksız’ tam size göre bir roman. “

Dediğim kadar olduğuna sizin de inandığınızı varsayarak arka kapağın bahsetmediği birkaç konuya daha girmek istiyorum. Birbirinden alakasız üç öyküyle başlayan kitapta en olmadık tesadüflerle bu üçlünün nasıl birbirine bağlandığına hayret ediyorsunuz. Genelde alakasız yerlerde okuduğunuz (ama isteseniz de unutamadığınız) küçücük bir detay kitabın ilerleyen bölümlerinde "vay be!” dedirtecek hale gelebiliyor. Hikaye oradan oraya ne kadar atlarsa atlasın kitabın öyle bir bütünlüğü var ki çoğu kitapta yaşadığım “acaba şu neydi” diye geri döndüğümü OlasılıkSız’da hiç yaşamadığımı söyleyebilirim.

Hikayenin bundan sonrasına girmek gerçekten spoiler’a bağlamak olacak, hatta başta uyardım ister istemez bazı şeyler söyleniyor ama bilinçli olarak daha fazlasına girmeye gerek yok. 2006 yılında birinci baskısını yapan ve sahip olduğum Eylül 2009 tarihli 52. baskısına kadar çok satanlarda yer alan bir kitabı benim övmem ne kadar işe yarar bilemiyorum ama üzerine basarak vurguladığım kitap alışkanlığı olmayan birine 4-5 günde kendini bitirten 470 sayfalık bir eseri sadece my readings’te bırakmaya gönlüm razı olmadı açıkçası.

Resmi olmayan kaynaklardan okuduğum kadarıyla çok satanlar listesini alt üst eden bu kitabın filminin yapılması da gündemde imiş. Türkiye gibi book shop’larda çoğunlukla “aaa Aşk-ı Memnu’nun kitabı çıkmış” replikleriyle dolaşan ülkeler için hikayenin yayılması anlamında güzel bir fikir gibi duruyor. O çoğunluğun içinden sıyrılmak istiyorsanız alın bunu bir an önce okuyun efendim. Emin olun 2006’dan beri yolunuzun kesişmediğine üzüleceksiniz. Son olarak kitabın ön kapak tasarımı ve sayfa düzeninin de mükemmel olduğunu eklemek isterim. Sakın ama sakın korsana yönelmeyin, 20 lira veremem derseniz de gelin bana sırayla hepinizle tanıştırırım kendisini, tabi geri almak koşuluyla. 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir