Karşılaştırmalı iPhone 3GS İncelemesi

Merhabalar, blog için yeni ilgi kategoriler aradığım şu günlerde bir iPhone dosyasının fena olmadığını düşünerek incelemelere el atmış bulunuyorum.

İsterseniz kısaca iPhone tarihini hatırlayarak başlayalım. Testimizde de kullandığımız ilk iPhone (iPhone 2G diye de anılıyor) Temmuz 2007’de, ardından iPhone 3G Temmuz 2008’de ve incelememizin çıkış noktası iPhone 3GS’de Temmuz 2009’da satışa sunuldu.

İlk nesil iPhone sahipleri iPhone 3G çıktığında açıkçası yeni bir modele terfi edecek kadar yenilik bulamadılar. Gerçekten de aynı işlemci ve ram hızları üzerine eklenen 3G ve GPS özellikleri dışında bir yenilik yoktu. iPhone 3G daha çok sadece ABD’de satılan 2G modelinin dünya pazarına sunulmuş haliydi. Ancak 3GS’te 600 mhz hızına çıkarılan işlemci (2G ve 3G’de 412 mhz idi)  ve ilk iki modelin iki katına çıkarılan 256 MB’lık ram miktarı cihaz için gözle görülür bir hızlanma sağlamış diyebiliriz. Özellikle uygulamaların çalıştırılması, telefonun ilk açılışı gibi alanlarda bu fark bariz olarak göze çarpıyor.

Bu teknik gelişmelere ilaveten 3GS’de bulabileceğiniz bir diğer yenilikte kamera. İlk iki modeldeki 2 MP kamera, 3GS’de 3.2 MP ve autofocus’lu olarak karşımıza çıktı. iPhone’un arayüzüne tam uyum sağlayan otomatik odaklanma gerçekten kullanım kolaylığı ve daha kaliteli fotoğrafların kapısını aralıyor. Ayrıca kamera bölümüne eklenen bir sekme ile video kaydı moduna girilebilmesi de bir diğer yenilik.

iPhone 3GS daha çıkmadan piyasada özellikleri yayınlanmıştı. Bu özellikler arasında öyle bir şey vardı ki çoğu kullanıcı “bu da yenilik mi?” gibisinden tepkiler verdi. Tabi ki dijital pusuladan bahsediyorum. Evet, tek başına düşünüldüğünde fazla gerekli bir şeymiş gibi durmuyor ama herkesin atladığı bir nokta vardı, GPS. Pusulanın esas kullanımının yanı sıra GPS’te de yönünüzü şeffaf bir üçgen şeklinde belirlemesi ve anlık dönüşlerinize verdiği tepkiler ile gerçekte neden telefona eklendiği de belirlenmiş oldu. Tepkiler de doğal olarak hızla kesildi.

Yazılım anlamında baktığımızda iPhone OS 3.0 yüklü gelen telefon eski modellerin de kazandığı kes, kopyala, yapıştır gibi temel özelliklere kavuşmuş gözüküyor. Bunlarla birlikte home tuşuna basılı tutularak kullanılabilen “voice control” eski modellere oranla yazılımla gelen yeni özellikler arasında sayılabilir.

Özellikle açıklamak istediğim bir konuda ses. Öncelikle hoparlörden başlayalım. iPhone 2G’de özellikle vurgulanan bir eksiklik dışa verilen sesin azlığı idi. Özellikle hoparlöre toz girmesini engelleyen bir parçanın sesi azalttığı da bu parçanın çıkarılması sonucu kanıtlanmıştı. 3GS’te ise ses gerçekten tatmin edici kadar yüksek. Zaten 3G’den itibaren değişen arka tasarımdan hoparlörde nasibini almış ve görsel olarak dahi ben farklıyım diyor. Birde kulaklık sesinden bahsetmek istiyorum. 3GS’de Arama sırasında telefonun çalması ve karşınızdaki kişi haricinde hiçbir ses duymadığınızı garanti edebilirim. Hatta telefonu ilk denediğimde “acaba numarayı çevirmedim mi?” gibi bir yanılgıya dahi düştüm ki o anda bağlandı ve karşı taraf çalmaya başladı. Birde bu kategoride telefonun içerisinden çıkan kulaklığın da geliştirildiğini söylemem gerekir. Eski modellerdeki sadece çağrı cevaplama/bitirmeye yarayan tek tuşlu kulaklık, 3GS’te ses arttırma/azaltma özelliklerini de kazanmış. Güzel birşey tabi.

Telefonun tasarımına geçecek olursak iPhone 3G ile aynı olduğunu söyleyebiliriz. 2G’nin ardından değişen ve ele daha rahat oturan oval arka kapak 3GS’de de aynen devam ediyor. 3G’den fiziksel olarak ayırmanın tek yolu ise arkadaki yazıların gri yerine beyaz yazılması imiş, bunu da otoritelerden öğrenmiş olduk.

Sonuç olarak ilk iPhone’un ardından geçen 2 yılın ardından elimizde gerçekten yeni bir model olduğunu anlayabiliyoruz. Başta da belirttiğim gibi iPhone 2G sahiplerinin (ABD için dolan 2 yıllık kontratlarıyla birlikte) hiç düşünmeden terfi edebileceği bir model 3GS. Gerek hız, gerekse minumum 16 GB’tan başlayan kapasiteleriyle herkesi tatmin edeceğe benziyor. Eksi olaraksa benim için pek önemli olmayan ikinci kamera olmayışını sayabiliriz. 3G hızına erişebilmenizin yanında Türkiye’de fazla abartılan görüntülü konuşmayı malesef henüz iPhone ile yaşayamamaktasınız. Fakat hayati bir önemi olmadığı takdirde çok rahat vazgeçilebilen bir özellik olduğunda da kişisel olarak ısrarcıyım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir