Bill Dede

Yıl 1999. Zamanın ABD başkanı Bill Clinton, marmara depremi sonrasında İzmit’e yaptığı ziyarette bir çocuğu seviyor. “Erkan bebek” olarak anılan çocuk, sevgiye ABD başkanının burnunu sıkarak karşılık veriyor ve uzunca yıllar unutulmayacak bir sevgi yumağı fotoğraf basına yansıyor. Clinton’ın bir sonraki Türkiye ziyaretinde de dostluk bozulmuyor ve ikili, Çırağan Sarayı’nda tekrar görüşüyor. Gel zaman git zaman aynı ilk fotoğraftaki sevgi yumaklığı tadında, çocuk Bill Clinton’ı dedesi olarak görmeye başlıyor ve televizyonda kendisini her gördüğünde heyecana kapılmaya başlıyor.

Yıl 2009. Aradan geçen 10 yılın ardından deprem yaraları sarılıyor (hatta unutuluyor), ABD’de iki başkanlık dönemi geçiyor ve yeni kabilede bizim Bill Dede’nin eşi Hillary Clinton dışişleri bakanı oluveriyor. Bununla da kalmayıp hanfendileri Türkiye’yi günü birlik ziyarete geliyor. Ziyaretin siyasi boyutlarını bir yana bırakırsak bizim Erkan bebeğin (artık ufalsın da cebime girsin, tam adı Erkan Işık) heyecanı yine tavan yapıveriyor ama bu defa genlerinin olmazsa olmazlığı yüzsüzlüğünü de takınarak.. Başlıyor saydırmaya Erkan efendi; “Bill Dedem’den bana bilgisayar göndermesini çok isterim. Büyükannem Hillary, bu isteğimi kırmazsa çok sevineceğim. Başka bir isteğim ise kirada oturduğumuz için bize yeni bir ev vermeleri.”

Vay anam vay neler dönmüş Serhat ya.. Sen kalk kendini bilmdiğin bir çağda dünyanın bir numarasının burnunu sık, aradan 10 yıl geçsin ve seni evlatlık edinmiş gibi davran.. Oldu canım başka bir arzunuz? Nasıl bir milletiz biz sevgili dostlarım? Nereden geliyor bu yüzsüzlüğümüz? Çalışıp adam olmak yerine herkes bedavanın peşine düşmüş iş mi bu yani?

Eminim ki bu haberi duyduktan sonra Clinton çifti içlerinden ufak bir yuh çekmiştir. Elini verseniz burnunuzu aman kolunuzu alamıyorsunuz, 10 yıl sonra velet istekleriyle birlikte büyüyor ve bilgisayardır, evdir saydırıyor.. Oldu olacak ABD’ye göçmen olarak bizi kabul etsin de deseydiniz diye düşünüyordum ki çocuk Amerika’da okumak istediğini de belirtmiş artık bende geç kalan yuh çekmemi gerçekleştiriyorum.

Son olarak sana bir tavsiye Erkan efendi; Clinton öyle dede falan hoşlaşmıyormuş, kendini yaşlı mı hissediyormuş neymiş, o yüzden “Bill Abi” falan dersen daha suyuna gidersin benden söylemesi.. Haa birde dövünmüyor da değilim, keşke Bill Clinton yerine Bill Gates’in burnunu sıksaydın be evlat. O zaman özellikle bilgisayar konusunda şansın daha açık olurdu..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir