İsimli İnekler, Ayna Arabalar

Son zamanlarda elimde blogtan başka yazacak yer kalmadığına mıdır nedir sürekli yeni bölüm açma telaşındayım sanki.. X’in Tavsiyesi‘dir, Kare‘dir derken bugün bir bakmışız “İyi de bundan bana ne?” kategorimiz eklenivermiş. Bu yeni bölümde kısaca, oradan buradan bulduğum gereksiz bilgileri küçük yorumlarla paylaşacağımı söyleyebilirim. Muhtemelen bir yazıda 2-3 arası gereksiz bilgi olması sıkıcılık ile kısalık arasındaki ince dengeyi yakalayacaktır. Neyse, nedir ne değildir faslının ardından ilk programımıza geçebiliriz..

***

Efendim ilk bilgimiz ineklerle ilgili. Yok yok çok ders çalışanlar değil direk hayvan olanlarla.. Şimdi İngiltere’nin Newcastle Üniversitesi’nden Catherine Douglas ve ekibi bir araştırma yapmışlar ve ismi olan ineklerin daha çok süt verdiği sonucuna ulaşmışlar. Hatta bu kadarla da kalmayıp, hayvan başına yılda 250 litre gibi bir rakamı da önümüze sunmuşlar. Araştırmanın sonucu ise ineklerin, insanlar gibi özel muameleden memnuniyet duyduğu ve erişkin hale gelene dek özel olarak ilgilenilen ineklerin daha mutlu ve sakin olduğu imiş.

Şimdi buna ne denir bilemiyorum ama elimde iki ilginç nokta var bari bunları söyleyeyim de sap gibi haber ortada kalmasın. Discovery’de Brainiac isimli bir program vardır. İnekli bir bölümlerini hatırlıyorum da çeşitli sayılardaki inek gruplarına klasik, rock, pop vb müzik türlerini dinletip süt verimini ölçüyorlardı.. Hadi o program biraz geyik ama üniversiteler falan bu verim işine kancayı taktıysa burada durup düşünmek lazım. Ya bırakın şu hayvanları rahatına, ne istiyorsa onu versin değil mi? Hele ki bugün televizyonda gördüğüm “Türkiye’de süt stoğu fazlası var, fazla sütler çocuklara bedava dağıtılacak” tarzı haberden sonra süt verimini arttırmanın gerekliliğini tartışır hale gelebiliriz. Bunu yerine ise hayvanları kesime yollayıp et stoğuna yatırım yapılabilir mesela.. Nede olsa etinden & sütünden demişler, fayda faydadır.

***

Bugünkü ikinci ve son gereksizimiz kendi gözlemim. Efendim bir arabayı yıkatmanın ne gibi faydaları olabilir? Orasına, burasına sürününce üstünüz batmaz, dışarıdan temiz görünür, model lüksse ilgi çekersiniz falan filan. Ama bugün öyle bir durum oldu ki dillere destan. Uzun zamandır yıkatmama/ya da yıkatma ve çabuk batma sorunları sebebiyle temiz arabaya hasrettim açıkçası. İşte böyle bir uzun aranın ardından güneşli bir günde temiz arabayı park edip eve çıkılmıştır. Yaklaşık 10 dakika sonra, sanki bir şeyler dürtmüşçesine camdan arabaya bakma ihtiyacı duyulur ve o manzara ile karşılaşılır.. Karşısında palaçor, dökük bir adam arka cama doğru eğilmiş ve saçlarını düzeltiyor.. Hadi düzeltir geçer dersiniz ama işin içine birde tükürüklediği elleri ile saça şekil verme girince olayın sıradanlığı, sıradışılığa doğru kararlı adımlarla ilerledi açıkçası. Kendisine gıyabında söylemek istediğim iki laf var. Birincisi temiz arabadan anlıyorsun tebrik ederim. İkincisi ise aman dikkat et o cam biraz eğimli şişman göstermesin. Neme lazım o mükemmel kıyafetin ve yakışıklılığına gölge düşmesin.

***

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir