Yeni Bir Başlangıç: Kare

Öncelikle sadece karenin ne olduğunu merak edip gelenleri fazla bekletmemek için ilk paragraftan anafikrimizi verelim. Kare için kısaca, içerisinde bulunduğunuz bloga eklenen, fotoğraf temalı yeni bir kategori diyebiliriz. Fotoğraf dediysek aklınıza sakın oradan buradan bulunma, hatta telif hakkı bile belli olmayan çalışmalar gelmesin. Burası ne kadar kişisel bir mekansa bahsi geçen fotoğraflar da o kadar kişisel, yani benim eserim olacaklar.

Evet giden gitmiştir sanırım, kaldık biz bize.. Öncelikle böyle genel bir konunun içime sığamayıp yine final haftası gibi bir dönemde ortaya çıkması sebebiyle bir kez daha hayretler içerisine düşüyorum. Tamam 7/24 ders çalışan biri değilim ama tüm ilhamların da bu dönemlerde gelmesi bir garip oluyor.. Neyse konumuza dönelim, zamanında fotoğrafa karşı baya bir ilgim olmuştur. İçinizden “bir o eksikti” gibi haykırışları duyar gibiyim ama bizde daha ne cevherler varda işe yaramıyorlar.. Ay gene konu dağıldı ne diyorduk? Hah fotoğrafa ilgim falan.. Evet böyle bir ilgi her zaman içimde hayat bulmuştur. Aslında içerisinde yaşadığımız çağda bir cep telefonu ile amatör fotoğrafçılığı hepimiz yapıyoruz. Manzaralar, insanlar, hayvanlar, börtü, böcek derken bir bakmışsınız arşivimiz hızla genişleyivermiş.. Kişisel ilgimi saymazsak aslında “cebimde telefon bir şey bulursam çekerim” durumundan farklı değilim ama şu sıralar o ilginin üzerine gitmek istiyorum. Cep telefonu bölümüne biraz açıklık getirmek gerekirse kabul ediyorum çok kaliteli fotoğraf çekmiyorlar ama onları göz ardı etmemiz de mümkün değil. Çünkü her an yanınızda bu aletten başkası dolaşmıyor fakat buna karşın, fotoğraf makinemi de eskisinden fazla kullanacağımı belirtmek isterim.

İlginin üzerine gitmek için öncelikle bir amaç lazım. İşte “Kare” bölümünü bu amaca hizmet etmesi için hayata geçiriyorum. Tabi ki her çekilen Kare’yi buraya koymayacağım ama aylık 4-5 yazımın yanına, ortalama bir o kadarda seçmece fotoğraf eklesem hiçte fena olmayacağının farkındayım. Yanlarına iki üç satırda yazı karalasak bir bakmışsınız ki yeni bir Oğuz Haksever doğuvermiş değil mi? Şaka bir yana yaklaşık 2 yıl önce, eski dostum Ercan İmer’in, online dergimiz ED’de "Foto Yorum" isminde bir köşesi vardı. Kendisi fotoğraf çeker, onun bir dostu Gökay Yıldız da yorumlardı. Ercan İmer’in bu çalışmaları gerçekten hoşuma giderdi ve bir konuşmamızda bu ilgimden bahsetmiştim ve kendisi de sağolsun baya cesaretlendirmişti beni. Geçte olsa bir şeylerin peşinden koşmak güzel diyor ve en amatör seviyeden yeniden başlıyorum. Umarım benim için bir amaç olan bu blog, fotoğrafçılık hobimi de canlandıracak bir vesile olur.

Bu yazı ile nedir, ne değildir bir yol haritası çizdik gibime geliyor. İlk çalışmayı da, arşivimden bir fotoğraf ile önümüzdeki hafta içerisinde hazırlamayı planlıyorum. Vay be! Heyecana bak, ne fotoğraf severmişim meğersem..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir