Sevilmeyen Pencereler

Bugüne kadar olur olmadık yazıların başlıklarını İngilizce kullanıp durdum. Gerek bu eylemin tam tersini yapma isteği, gerekse de ortamın biraz dengelenmesini istemem amacıyla sevilmeyen pencereleri öz Türkçe olarak önünüze sunuyorum. Dipnot olarakta belirtmekte fayda var; buradaki “pencereler” direk olarak Microsoft’un işletim sistemi Windows’u temsil etmektedir.

Hadi biraz geçmişe gidelim.. Yıl 1997. Şu anda her evde, birden fazla bulunan bilgisayar olarak andığımız bu zaman öldürgeci, o zamanlar bırakın her evde birden fazla bulunmayı, bir tanesi bile bir ev için lüks sayılabilirdi. İşte böyle bir zamanda ilk bilgisayarım ile tanıştım. 16 rakamından geçilmiyordu kendisi.. 133 Mhz işlemcisi haricinde 16 hızlı cd okuyucusu, 16 mb ram’i, 16 mb ekran kartı falan filan.. Birde tabi ki işletim sistemi vardı. Yıllların gerekliliği Windows 95. İlk tanışma için mükemmel olmasa da tekti sonuçta.

O zamanlar çocuktuk. Bilgisayar demek oyun demekti. O oyunu al yükle, öbürünü sil, demo kur, beğen, beğenme derken bilinçsiz kullanımın da etkisiyle tek kelimeyle işletim sisteminin içine ediyorduk. Dolayısıyla 2-3 ayda bir bilgisayarcı yolu gözüküyordu.. O zamanlar nerde CD yazıcılar falan filan.. Windows CD’miz de yok adamları zengin ediyorduk işte.. Gel zaman git zaman Windows 98 çıktı. Muhtemelen bu aralıkların birinde de yükleniverdi bilgisayarıma. Bir fark yoktu aslında ama 1999’un ortaları olmuştu. İyi dedik, hoş dedik kullandık onu da.

Esas konumuza ufak ufak geldik galiba. Ben Windows 98 denen ve çoğu kişinin hala imrenerek baktığı işletim sistemini geç tanıdığımdan olsa gerek sadece 6-7 ay kullandım. Eski kafalı bilgisayarcı 99’a kadar elde edememişti galiba pek net değil kafamda.. Daha sonra yeni bir bin yıla girerken ilk upgade’imi de yapmıştım. 2000 yılında Windows Me (Windows Millenium Edition) yüklü 500 Mhz işlemcili yeni bir bilgisayar vardı artık elimde. Yıllardır 2-3 ayda bir çöken, insanı çileden çıkaran 95&98 ikilisinden sonra Me, bana pek bir güvenli gelmişti ve görüntüsünü de geçtim bu sistem gerçekten çökmüyordu.. Muhtemelen bu arada birçok kişi ile çelişeceğim çünkü Windows Me tarihin en hatalı, en sorunlu Microsoft işletim sistemi olarak görülür. Ama bana karşı açıkçası çok iyidi. Artık zaman ilerlemiş elimde birde CD’si bile vardı. Ara sıra tabi ki yeniden kurulması gerekse de diğerlerinin yanında benim için mükemmeldi.

Şimdi bakıyorum da XP ve Vista arasında gene benzer bir ikilem geziyor ortalıkta. Neymiş efendim XP gerçek anlamda bir işletim sistemi iken (ki 98’in varisi deniyor kendisine), Vista makyajlı, ortalarda gezinen bir hata küpü olarak lanse ediliyor (bu bağlamda ona da Me’nin varisi deniyor). Tutun ki öyle olsun ne var yani? Şahsen ben Vista’da, XP kullandığım zamanlara göre daha rahatım. Aynı 7-8 yıl öncesi 95&98’deki gibi 6 ayda bir XP’yi yeniden kurmaktan anam ağlamıştı ama Vista’yı yaklaşık 1 yıldır sorunsuz kullanıyorum.

İlginçlik bende mi bilmiyorum ama her zaman kötülenen, beğenilmeyen işletim sistemleri bende sorunsuz çalışıyorlar ve üzerlerinden geçen yıllara rağmen kendilerini severek hatırlıyorum. Herkesin tuttuğu 98&XP bana yamuk yaparken, kimsenin beğenmediği Me&Vista tüm işlerimi sorunsuzca gördü/görmekte. Az kullanıyorsun deseler ancak gülerim çünkü beni bilen bilir, her bir işi yapmışımdır bilgisayar ile ve onu son raddesine kadar zorlayan sayılı kullanıcılardanımdır..

Şimdi bakıyorum da Windows 7 diyorlar.. XP’nin varisi, herkesin dostu falan filan.. İşin açıkçası kendi açımdan hiç ümidim yok. Birileri seviyorsa bana kesin bir çorap örecektir bu 7. Neyse bekleyip göreceğiz, olmadı gene 7’den sonra çıkan makyajlı, kimsenin sevmediği işletim sistemi elbet bana uyacaktır..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir