jOBS (2013)

Gerçekten bir hazırda bekleme halinde durumdan yararlanma mı vardı yoksa Steve Jobs öldükten sonra biyografisi ve filmi gibi onu “unutturmayacak” yapımlar bir görev olarak mı ele alındı? Her ikisi için de sağlam kanıtlar var. Hem de, en az Steve Jobs hakkında ulaşabileceğiniz olumlu/olumsuz onlarca görüş kadar.

image

Bunları uzun uzadıya tartışmalık çok fazla değişken içeriyor ve herkesin kendi bakış açısı da cabası. Bugün burada yapacağımızsa, 2013 yapımı jOBS filmini şöyle bir yorumlamak olacak.

Öncelikle daha casting aşamasından filmin izleyiciyle buluşmasına kadar, Apple’ın ve Steve Jobs’ın dünya üzerindeki bilmem kaçıncı hakimiyetini kurduğu iPhone zamanınn da etkisiyle çok reklam yapıldı. Reklam da reklam ama; gerek yapımcı şirketin klasik çabaları, gerekse de kulaktan kulağa yayılma diye geçen belki de en değerli bahsetmeler sürekli jOBS’ın yanındaydı. Steve Jobs’ı beyazperdede canlandıran Ashton Kutcher ile Jobs’ın gençlik yıllarına ait aşağıdaki fotoğrafın bezerliğini görüp “bu iş olmayacak” diye içinden geçiren yoktur eminim.

image

Her şey bir hevesle giderken işin tadı sanırım ilk olarak vizyon öncesi gösterimde kaçmaya başladı. Başta Apple’ın kurucularından (ve filmde de doğal olarak yer alan) Woz’un (Steve Wozniak) bahsettiği yanlışlıklar ve mantık hataları, film hakkında genel inanılır kanı haline gelirken, açık havada birden kapanmaya, bulutlanmaya başladı.

İzleyene kadar fazla yorum yapmak istemedim ve sonunda izledikten sonra size filmin tamamen iki karşıt yöne ayrıldığını söyleyebilirim. İyi-kötü, güzel-çirkin ne derseniz deyin buna, casting en az baştaki Ashton Kutcher & Steve Jobs benzerliği kadar başarılı devam ederken film, içerik, bütünlük, kapsam veya her nereden ele alıyorsanız alın, dökülüyordu.

Yapımdan haberler seviyesinde örneğin Ashton Kutcher’ın, Steve Jobs’a ait birçok görüntüyü izlediği yönünde bilgiler vardı ve bunu kesinlikle filmde Steve Jobs’ın hafif öne eğik yürüyüşünden tavırlarına kadar baştan sona hissediyorsunuz. Bununla beraber Woz, İngiliz Ive gibi Apple’ın simge isimleri gerçekten budur dedirtecek başarıda oyuna yansımış. Övgüleri toplamak istercesine, film sonunda karakterlerle gerçek kişileri yan yana hızlı bir şekilde de görebiliyorsunuz.

İşte bu performansları, cidden içi boş ve hikayenin bütünlüğünü dahi sağlayamayıp, kopukluk içerisinde harcamak büyük talihsizlik olmuş.

Kişisel ilgiden olabilir ama tüm olumsuzluklara rağmen jOBS kendine baktırıyor. Evet gayet kötü bir film/biyografi ama bu sıkıcılıktan öte iyi gelmeme ya da nasıl desem biraz aceleye getirilme etkisiyle oluşan bir negatif etki.

Buradan yola çıkılmış ki, Walter Isaacson’ın steve Jobs biyografisini kendine kaynak alıp Sony iş birliğiyle yeni bir Jobs filmi daha yolda. Umarım o da, iyi içerik ve kötü oyunculukla Murphy Kanunları’na yenik düşmez.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir